bu yazıyı yazmak için uzun zamandır bekliyordum ve en doğru zamanın 2013 olduğuna karar vermiştim. biliyorum hepimiz 2013ten çok şey bekliyoruz ve bunların belki hiçbiri olmayacak, belki de hepsi olacak. depresif bir adres değilim ve bende factory'nin tarzına uygun şekilde size bir 2013 tavsiyesi vereceğim: glee!
will schuester
ilk olarak glee kulübünün sorumlusu, mckinley lisesinin ispanyolca bilmeyen ispanyolca öğretmeni, sıkı ölü ozanlar derneği çakmacısı willden bahsetmek istiyorum. genel olarak bu adamı seviyorum. ancak belalı karısı terriden ayrıldığından beri biraz sıkıcı öyküleri var bu adamın. yine de will'in çocuklara zorluklarla baş etmeyi öğretirken kendi zorlukları karşısında biraz basiretsiz kalmasını izlemek zevkli oluyor. bu arada milyonlar bu adamın şarkı söylemesi ve dans etmesine bayılıyor ama bana oldukça itici geliyor ve modası geçmiş boy bandleri hatırlatıyor.
sue sylvester
glee kulübünün en büyük düşmanı, mckinley lisesi amigo kızların koçu ve aynı zamanda dizinin en mükemmel karakterlerinden sue. tabii ki klasik amerikan senaryosu formatı yüzünden sue'nun da zayıf yönlerini ve iyi yönlerini zamanla göreceksiniz. ama bu insansı taraflarını görmeden de sueyu çok seveceksiniz. sue ve ablası jean'ın ilişkisi içinizi ısıtacak, becky jackson ile harika bir ikili olduklarını kendinize söyleyip duracaksınız. müdür figgins'e yaptığı şantajlar ilham vericidir.
emma pillsbury
mckinley lisesinin rehber öğretmeni, will'e deli gibi aşık ve OKB hastası. ben emmayı bir çizgi film karakterine benzetiyorum ama daha kime benzettiğimi çıkaramadım. tatlı bir karakter, genelde gülümsetir. futbol takımı koçu ken'i duygusal bunalıma sokmuştur ama iyi ki sokmuştur ki koç beiste ile tanışmışızdır.
glee kulübü
rachel berry
glee kulübünün baş solisti, hırs küpü ve tam anlamıyla bastırılmış bir blair waldorf. giyim tarzı blair'in soft hali üstelik aynı blair gibi iki gay babaya sahip. okulun golden boyu finn'e deli gibi aşık ve onu elde etmek için bir sürü şey yapıyor. rachel kişilik olarak oldukça sevdiğim bir yapıya sahip. finn'in fabulous kız arkadaşı quinn, rachel için tam bir kaos. rachel ezeli düşmanı quinn'in yakın arkadaşı olmasını istiyor çünkü. hep quinn başa bela gibi gözükse de rachel üçüncü sezonun ikinci yarısı metin mesajları ile bile quinn'in hayatını alt üst ediyor(ne kötü günler olduğunu izleyince anlayacaksınız önce kabadayı karofsky sonra quinn ve en son da sue. çok bahtsızlardı çok). ne yarışmalar ne de finn, rachel'ın bence bu hayattaki en büyük başarısı jesse st. james gibi alev alev birini kendinden hoşlandırmasıdır. okulun muhabiri, bloggerı jacob ben israel de ölümüne rachel'a aşıktır.
finn hudson
eblek golden boyumuz. anlamadığım bir şekilde herkes buna aşık. salak halleri eğlenceli, karakter olarak iyi bir evrim geçirdi sayılır. ilk sezondaki salaklığı sonraki sezonlarda ortadan kalktı birden dünyalar zekisi oldu. giyim tarzı ise tam amerikan kasabası lisesi popüler çocuğu tarzı. glee kulübünün erkek lideri olduğu için aşırı sorumlulukları var. kurt'ün kelimenin tam anlamıyla abisi olduktan sonra daha çok sevdim onu.
kurt hummel
ve porselenimiz kurt. rachel ve finn ile birlikte glee kulübü üyelerinin arasındaki baş rollerden biri. kurt çok zorluk çeken karakterlerden biri. zorluklarının sebebi eşcinsel olduğunu açıklaması ancak kurt harika baba burt hummel'a sahip olduğu için ve aşırı zeki bir insan olduğu için kolaylıkla üstesinden geliyor bütün zorlukların. rachel ile inişli çıkışlı arkadaşlıkları ve finn takıntısı şuan için bilmeniz gereken şeyler dahası fazlası spoiler olur. kurt ile ilgili bahsetmemiz gereken bir diğer konu da tarzı. sokak modası dediğimiz şeyleri gerçek moda(gerçek moda sadece defilelerde giyebileceğiniz şeylerdir) ile birleştirdiği için oldukça başarılı bir portre çiziyor giyim-kuşam konusunda. gerçi kurt her konuda başarılı baş solistlik onun hakkı.
quinn fabray
işte benim gleede ki birinci aşkım. tam anlamıyla aşık olanacak insan. amigo kızların kaptanı, finn'in kız arkadaşı ve mckinley'in golden girlü, rachel'ın en büyük düşmanı. glee kulübüne ilk başta kulübü, sue'nun emri ile yok etmek için katılmış olsa da bir süre sonra çok iyi dostluklar kurdu kulüp içerisinde. puck ile bitmek bilmeyen olayları, istediklerini elde etmek için türlü türlü hainlikler planlaması tadından yenmez özellikleri. tek sıkıntım giyim tarzı. ancak kasaba liselisi popüler kızlar böyle country tarzı takılıyor. saçlarını kestirdiğinde fön çekmeyip dağınık bırakınca daha seksi oluyor ve bilmeniz gereken en önemli şey quinn fabray'in aklında her zaman bir şey vardır. her hareketi aşk doludur benim derdi başından aşkın aşkımın. onu her gördüğümde ağladığım bölümler olmadı değil. özellikle hamileyken glee provalarında bebeğini düşüreceğini sanarak korkuyla izliyordum aşkımı. ve evet mckinley lisesinde hamilelik dedim ve bu sadece başlangıç. quinn fabray sansasyoneldir.
noah 'puck' puckerman
glee'nin en sevdiğim karakterlerinden puck. mckinley'in kötü çocuğu, varoş serserimiz. unuttuğum ve büyüdükten sonra hiç beğenmediğim mohawk tarzını bana hatırlatmış ve sevdirmiştir. finn'e herkesin aşık olma durumunu anlamamamın sebeplerinden birisi de puck'ın etrafta dolaşıyor olması. neyse ki puck'ın kıymetini bilenlerde var dizide. glee kulübünde elinden bir tek tina geçmedi. ama lauren zizes bir hataydı.
blaine anderson
blaine ikinci sezonda diziye kurt'un dalton akademisine ziyareti bölümünde çıkıyor ve bir süre sonra kurt ile aralarında bir şeyler oluyor. ancak ben blaine ve dalton akademisinin glee kulübü warblers'a acayip gıcıktım ki blaine, mckinley'e geçiş yapana kadar. yalnız mckinley'e geçiş yaptığı için blaine'e sempati beslemeye başladığım düşünülmesin. ben warblersın başına ultra kötü sebastian geçtiği için warblersa sempati beslemeye başladım itici boy band havalarında takılmalarının sebebi blainemiş.
artie abrams
artie fazla 'tip' olan bir glee kulübü üyesi olarak başladı ancak sonradan açıldı. ben artieyi severdim ta ki brittany'e aptal diyene kadar. ama yine de itici rory flanagan'a fabulous sugar mottayı kaybetmesine üzülmüştüm neyse artie ile ilgili söylemem gereken iki şeyden biri güzel şarkı söylemesi ve diğeri de gözlüksüz berbat gözükmesi.
santana lopez & brittany pierce
benim favori ikilim kesinlikle bunlar. quinn fabrayden sonra aşık olduğum ikinci karakter kesinlikle santana. tam bir esmer güzeli, taşlığın ve kötülüğün kitabını yazmış insan. brittany ise dünyanın en tatlı insanı olabilir. brittany'i her gördüğümde ülkeme erasmusa gelmiş kızları hatırlarım. diziye quinn'in yancıları olarak başlasalar da bir süre sonra santana-brittany aşkı dizinin en önemli konularından biri oldu.
mercedes jones & sam evans
ahh mercedes ahh üç yıldır ben divayım diye dolaşıyorsun ama bir halt olduğun yok. tama güzel şarkı söylüyorsun ama ben seni karakter olarak yetersiz buluyorum. sam ise ikinci sezon mckinley lisesine geliyor ve glee kulübüne giriyor. ancak sam esas üçüncü sezon saçlarını kestirince tam olarak gözüme giriyor. bu ikisini bir arada vermemin sebebi ise sam'in quinn ve santanadan sonra tanrı biliyor neden mercedes'e aşık olması. üstelik mercedes, sam gibi bir çocuğu peşinden koşturdu, istemiyorum triplerine girdi. o bölümler var ya tatlım mercedes, sana ne küfürler ettim bilemezsin.
mike chang & tina cohen-chang
burada da bir ziyan söz konusu. adam kıza fazla durumu var bunlarda da. bunlar bir çıkmaya başladılar ki sormayın senelerce. ha yanlış anlaşılma olmasın aralarında akrabalık yok ikisininde asyalı olması ve aynı soyadı paylaşmaları tesadüf. tina gerçekten çok boş bir karakter eksikliği hiç hissedilmez. mike ise şirinliği sayesinde regular oldu. resmen sevdirdi kendini çocuk. üstelik adam dansın kralı arkadaşlar.
ve evet size 2013 tavsiyem glee. şu aralar bütün yakın çevreme gleeyi öneriyorum bilin yani benim için ne kadar önemli olduğunuzu anlayın. sezonları bitirmek için sabahlamaya, kahkahalarla gülmeye ve hüngür hüngür ağlamaya hazır olun.
kardeşime sipariş ettim:) zaten merak ettiğim bir seriydi, kışın iyi gider zaar.
YanıtlaSilbu arada 'intikam' yazısını bekliyoruz.
sevgiler