22 Kasım 2013 Cuma

Teen Choice Awards goes to Yaman



MedCezir seks kasetli, cinnetli geçen bölümün ardından bu bölüm türlü türlü creepy durumla bu hafta yine coşturdu.  Türlü türlü ciddi olay varken bazen onları hiç takip etmiyorum. Sürekli eğlenceli şeyler olsun istiyorum. Mesela Mira ve Yaman’ın düğündeki slow dans eşliğinde Yaman’ın içindeki Mira’yı Orkun’un evlilik teklifinden bile sorumlu tutacak sahnesi beni pek ilgilendirmedi. Ancak düğündeki halay çekme kolajı ve Yaman’ın bütün gece damat ile karşılıklı ‘’Ankara’nın bağları da büklüm büklüm yolları’’ eşliğinde oynaması sabaha kadar sürebilirdi. Hatta gelin Yaman’a sürekli ‘’Aaaa nereye?’’ deyip durdu ya-yani kararını değiştirip Yaman ile düğünden kaçma planları yaptı-çok güzeldi. Bir müzikal olmaya doğru giderken; yoluna ‘’damat halayı’’, ‘’ Ankara’nın bağları da büklüm büklüm yolları’’ parçalarını kattı. Artık bir mashup istiyoruz.

Eğlenceli anlara yeniden döneceğim ancak Faruk’un Ender’e sarması ve bunu hissetmiş gibi Selim’in kıskançlık krizlerine  girmesi filan çok saçma. Komşusunuz ya siz komşu. ‘’Andor bano naye saylamoduu’’ demesi mi kaldı ya? O gözünün bebeğinden ferfecir akan Reyhan denen kadının yanındaki adamlardan biri Sinanerler’in avukatı zaten. Her türlü yol var onda bak dikkat et Selim. Diva Ender de anladı Yaman ile arandakini. Kocama kapıyı ben açmalıyımlar açık açık bir catfight habercisi. Zaten Serezler’de bir kış hazırlığıdır gidiyor. Odunlar filan kırılıyor evde saçma sapan. Yani böyle bir stres atma yöntemi varsa Selim, American Horror Story’deki Baltacı Adam olabilir. Çok tehlikeli. Zaten hep böyle içine atanlar bir anda patlayıp ortalığı kırıp geçirirler. Bakın mesela geçen bölüm o adam ne delilikler yaptı. Şimdi bir de yaşı büyük olmasına rağmen One Direction saç modeliyle ve çirkin elleriyle piyano çalan Tan çıktı başımıza. O ne sapıklık ya öyle? Vardı galiba Marissa’nın böyle bir stalkerı ama bu kadar erken çıkmıyordu piyasaya. Muhteşem gözlüğü ile sokaklarda fink atan gazi prenses Orkunstar’a resmen bıçak çekti manyak. Bir de nasıl bir ılıksu hanzo zihniyetine sahipse ‘’Benim sevdiğim bir kız var’’ dedi. Yani Eylülcüğüm ilik değil ılık o çocuk, ılık.
 Bir başka delilik, zenginlerin cephesinde vicdansızlıkla birleşerek gerçekleşti. Hale’nin arkadaşlarını tekrar geri kazanmak için yaptığı intihar oyunu çok garipti. Gecenin bi körü anasını babasını belen edip uykudan uyandırdı. Hem de bir intihar mizanseniyle(bonus olarak merdivenlerden yuvarlanma sahnesi de vardı) ailesinin ödünü de kopardı. Nasıl bir taş kalpliyse artık. Ama emek her zaman karşılığını buluyor Haleciğim. Orkunstar’ı kaptın yine. Bu arada ben galiba Hale’yi seviyorum  ya. Ne bileyim fena değil. Kötü kız yokluğunda gidiyor. Bir başka erkek için deliren de Erkek Tuğçe’ydi. Nasıl bir öldüren cazibe oldu belli değil. O da Hale ve Tan ile birlikte eli kanlı bir aşığa dönüşecek demedi demeyin. Bu arada Mert’i çok seviyorum ya çok komik. Uyarlamaları aslından ayrı değerlendirmenin sağlıklı olduğunu düşünen biri olarak ilk baştaki önyargımı tamamen atlattım.
Bir de en sevdiğim şeyler başladı bu bölüm: Okul sahneleri. Aynı Gossip Girl tatil dönüşü bölümlerinin bitimi gibi, bir sürü olayın ardından okula başladılar. Kirli kirli hesaplarla karşı cephelerde eski dostlar en sevdiğim şeylerdir. Bu gibi durumlar dışarıdan gelen düşmanlar olduğunda değişir. Yani o deli piyanocu Tan’a karşı Orkunlar ile Yamanlar birlik olacaklar. Zaten adamın nasıl bir deli olduğunu tek bilen o. Orkunstar’ın yarı flörtöz yarı psikopat saçıyla oynaması çok iyiydi ya. Her bölüm ayrıntılarda coşuyor Orkun. Bu sırada Mira, Eylül ve Erkek Tuğçe’nin okula gözlüklerle girmesi güzeldi. Keşke o sahne uzayıp kapalı mekanda güneş gözlüğü takmanın harikalığını izleseydik biraz daha. Devamında gelen güneş gözlüklerinin çıktığı ve artık Erkek Tuğçe’ye kaç adım geride yürümesi cezası verildiyse onun sonradan geldiği, kızların Yaman ve Mert ile karşılaştığı sahne güzeldi. Şu açıdan güzeldi: Eylül’ün gerçek sosyal çevreye dönme tanımlaması; Gossip Girl’de Blair, Dan ve Vanessa aynı üniversiteye gittiklerinde Blair’in ‘’Burada birbirimizi tanımıyoruz’’ demesiyle eşdeğerdi. Yaman da artık okula girebildiğine göre onu da en iyi erkek oyuncu ve televizyondaki en iyi bromance dallarında(Mert ile birlikte) aday olarak görebiliriz.
Bizim diğer zengin çocuklara sandığımdan daha fazla önem veriliyor. Biraz daha özele girilsin istiyorum. Tuğçe’nin rengini anladık, fırsat verilse kafamızı koparacak ancak diğerleri? Bence Eda’dan bir Feriha Case çıkar. O okul alışkın zaten bunlara. Diğer iki çocuk da gey bence. Muhabbetlerinin ucuzluğuna bakarsak yanlarındaki kızlara asılmaları lazım. Ama öyle bir durum yok. Bir de zaten gey olmasalar ona buna hallenen Eylül esmer olanı götürüdü. Onların ilişkisine de eğilirlerse güzel olabilir. Yaman da ayağının tozuyla okulun Glee Kulübüne üye oldu. Oğlum akıllan az. Evde yaşlı bir adam, yemek yaparken arkandan sarılan bir çocuk, komşunun kızı ve onun kankası olayları yetmedi mi? Şimdi seni teker teker sıraya dizecek olan amigo kızların ve geylerin arasında nasıl tutunacaksın bakalım.
Son sözüm Yaman’ın Mira’yla öpüşünce dönme dolapçıya ‘’devam abi devam’’ demesi. Heyecanla beklenen hashtaglere konu öpücük sahnesinden daha iyiydi.  






8 Kasım 2013 Cuma

Born This Way Orkun!



MedCezir harikalıklarla örülü hikayesi ile tam gaz devam ediyor. Mira, Bihter ile Behlül’ün ilk kez beraber olmak için tuttukları otel odasında tedaviyi bekleyedursun(bu arada Aşk-ı Memnu gerçekten süper zenginlerin dizisiymiş; Bihter ile Behlül günübirlik ABD’ye takılmaya gitmişler. Ya da Mira’lar ABD’de değil), Yaman da gıpta edilecek bir şekilde dünyanın en hızlı iş bulan insanı olarak hayatına devam etmekte.
Kontrol edilemeyecek şekilde ar damarı çatlamış olan Beren, sonunda adını öğrenebildiğim o yalancı çocukla kırıştırmak için Eylül’e karşı resmen harp verdi. Eylül ve Beren yaş hesaplaması yaparken o kadar tatlıydılar ki anlatamam. Eylül’ün o Mert’e aşık olan salak kızı sürekli bozması da izlettiriyor kendini. Bir de kıskandı Mert’i ama nafile. Mert ikinize de kalmaz artık. Alfie’si eve geri döndü bu bölüm. General Giray (sonunda adını öğrenebildiğim o yalancı çocuk), Yaman’ı görüp kaçınca Eylül’ün Mert kaçırdı sanıp etkilenmesi, orada Beren ile Yaman kavga ederken iki dakikada bunları konuşmaları istediğimiz, sevdiğimiz o absürd tadı verdi bana. Çok korkuyordum hırsızlıklar, hastalıklar, evlilik teklifleri derken MedCezir’in bir Kınalı Kar’a(bu arada bilinçaltı mı bilmiyorum ama tamamen doğaçlama gelişti: Eylül’ün üvey annesi Gamze, Kınalı Kar’daki Özlem Conker’in kötü kardeşi) dönüşmesinden ama yanılmışım. Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu durum komedisindeki güçlerini iyi kullanıyorlar MedCezir’de.
Tabii ki de en harikalıklar Orkunstar cephesinde gerçekleşiyor. Geçen bölüm Selim ve ailesine gerçekleri anlatırken o kadar yalancıydı ki anlatamam. O ağlayan küçük kız tripleri kalbimize altın yaldızlarla yazıldı. Orkunstar için daha önce pure evil demiştim ancak Orkun pure crazymiş. Pure evil olan babasıymış. Oğluna işkenceler yapıyor galiba evde. Adam kötülük yaparken nasıl yüzünde güller açtı. Orkun’un annesi de galiba Aslı Aydıntaşbaş. Orkunstar’ın altın saçlarını düzelte düzelte Mira’ya evlilik teklifi ettiğini ailesine anlatırkenki o histerikliği Metin Akdülger’in oyunculuğunu özetledi aslında bize: Golden Tiara. Söz Orkunstar’dan açılmışken en çok merak edilen şeyi sormak istiyorum: Zengin gençlerimizin o pis rock barda ne işi var? Pis Yedili mi bunlar? Ama orada da Orkun’un rock bara uygun giyinip geldiğini gördük. Bir sonraki adım entrikanın konseptine göre giyinmek. Orkunstar’a tek yakıştıramadığım şey Yaman’ın çalıştığı yere gidip küçük gıcıklıklar yapmış olması. Yoksa üzerinde oldukça düşünülmüş bir karakter. Squash sahnesi adeta bir Elie Saab gelinliği gibiydi. Selim’in de niyeti iyice belli oldu. Çocuğu sıkıştırmak için yarı çıplak squash oynadığı anı bulup seçmiş. Yaman’a da eve gel derken ağlayacaktı neredeyse. Bir de şimdi adı Reyhan mıdır nedir; dizilerde en gıcık olduğum kadın tipi olan, sonradan gelen, böyle iş aşkıyla yanıyor gibi gözüken ama sinsilikle evlilik kurumunun en büyük düşmanı olan kadınlardan biri geldi. Asmalı Konak’taki Ayşe Melek Type yani. Tez zamanda şutlanır umarım o paçoz. Dünyanın en asil insanıyla evli olan Selim umarım bir aptallık yaparsın da zarafet timsalimiz Ender senden kurtulur.
Selim’iin sinsilikleri bu kadarla da kalmıyor tabii ki. İbrim ibrim gidip yetiştirdi Orkunstar’ın suçunu Faruk ile  Sude’ye. Ama hızır Asım Şekip Kaya hemen yetişti ve kurtardı Lady Gaga suratlımı. Hele hele Asım Şekip Kaya’nın Yaman’a sınav hakkını kendisinin verdiğini söylediği sahneyi izlerken yükseldim bir dik durmalara falan başladım. Asım Şekip Kaya çok fena VIP etkisi yapıyor insanda. Yaman da herkese ters cevap vere vere bir hal oldu. Mesela ben o sınavı yapan adam olsaydım o kadar afrayı tafrayı yedikten sonra o sınav kağıdını yırtardım.



Yaman ile Mira’nın slow motion kavuşması ise  Şeker Kız Candy ile Terry’nin sarılmalarını hatırlattı bana. Ne yalan söyleyeyim bir hoşuma gitti. Finalde ise Hale’nin ne kadar cesur olduğu gerçeğini atlamadan(eline çok gül dikeni batan gördüm ama cd kırığı batan görmemiştim) Giray’a eğer zengin olmak istiyorsa daha önce insan içine çıkmamış, iki ortam görünce cinnete bağlayan adamları yanında dolaştırmamasını tavsiye ediyorum. Ama çok şükür bu olay da Orkunstar’a yarayacak, yine aklanacak prenses. Öyle meraklı meraklı, geze geze silahlı kavga izlersen böyle olur. Ama biz seni olduğun gibi seviyoruz Orkuncuk. Nasıl doğmuşsan öyle.
Bölümden en çok aklımda kalan ise kesinlikle Sude’nin Behlül Suit’ten yani ABD’den dönünce üzerinde olan pelerini. Sude’yi kötü giydirdiklerini düşünüyordum ama o pelerine aşık oldum.

MedCezir çok hızlısın ya lütfen yavaşlamadan böyle devam et.