14 Ocak 2013 Pazartesi

güney tekinoğlu nasıl Darth Vader oldu?






kısa bir aradan sonra kuzey güney yazısı ile karşınızdayım. bu ara '...... ayrıntıda gizlidir' ve '...... nasıl ......oldu?' gibi konsept yazıları ile devam ediyorum sayfama. ve evet sonunda mutluyum. güney'in tamamen dark sidea geçmiş olmasına bozulacağımı düşündünüz belki. çünkü uzun zamandır onun aslında black sheep olmadığını, üzerine gidildiğini söylüyordum. ancak benim derdim güney'in kötü olması değil haksızlığa uğramasıydı. şimdi gerçekten kötü sıfatını hak etti güney. ve açıkçası artık kuzeyin saldırılarına karşı eli bağlı oturmadığı için memnunum. güney, kendini ve canım sinanerleri kurtardı. bunun için o kadar mutluyum ki. ama yine de kuzeyin basın toplantısı yalanları ile güneye oyun yapınca sempatik, güney böyle oyunlar çevirince tırnaksız olunca sinirleniyorum. bir de burak çatalcalının vekaletini almış gelmiş salak, güneye hava atıyor(burak çatalcalıya buradan başından büyük işlere bulaşma diyorum bak böyle her şey senin üstüne kalır geri zekalı) . ahh kuzey ahh bu kadar zenginlerden nefret ettiğini bilmiyordum. bunu yazanda sen misin yoksa?


resmen bunu yazarken gözümün önündesin kuzey tekinoğlu.....
kuzeyden konu açılmışken arada unutup sonra hatırladıkları ali mevzusu yüzünden demet ile çok gereksiz sahneleri vardı. bir de sanki ali'nin acısı bir tek demet ve kuzey'i yakmış gibi ali'nin abisi ve yengesini bize kötü ve dedikoducu gösterdiler ya. bütün bunların dışında demet'in de kısmeti açıldı ha. gerçi şeref'in aşk ilanı o kadar basitti ki. sanki pepee izledik kalp çarpıntısı haa evet . çişimizde tuvalete şerefçiğim





bu bölüm banunun deliliği nüksetti biliyorsunuz. çok üzülüyorum banu için. ancak karakteri adına dolu bir bölümdü. cemre ile de diyalogları tuttu bence iyi anlaşabilirler. gülten hanımın banu'nun cemreyi kaçırması ve cemre'nin iyi kız miyi kız demelerine stockholm sendromundan bahsetmesi ama adını hatırlayamaması iyiydi. neyse biliyorsunuz banu, bölümün sonunda güney'in ferhat'ı öldürdüğünü anladığı için güney'in barış ve ebru hanıma destek vermesi üzerine tımarhaneye doğru yol almaya başladı. güney bu sahnelerde kanımızı dondurmuş olabilir. banuya yaptıkları için üzüldüm ama çok kızamadım. şimdi banu bölüm sonunda kuzey'i arayıp katilin güney olduğunu söyledi ya, bu böyle gitmez arkadaşlar. kötü adamın karısı diye adlandırabileceğimiz literatürdeki bu karakter kötü adamla birlikte kötülük yaparak başlar sonra aralarda kendi canı yandığı için sevdiği adama öfkeli olduğu için iyi tarafa geçer gibi olur ancak sona doğru ya elindekileri kötü adama karşı kullanır ya da onun hep destekçisi olur. banu da büyük ihtimalle kuzey kendisini arayıp sorduğu zamanlarda akıl hastanesinde olacak. bir süre akli dengesi yerinde olmadığı için sözüne itibar edilmeyecek sonra da tekrar güney'in safına geçecek. ancak sona doğru ne olur bilemem. lakin güneye ihanet etmesi veya etmemesi pek bir sürpriz olmaz. bu arada banu'nun deliliğini geçtim dizinin en manyağı cemre ha. kuzeyi gördüğü her yerde ağzı sulana sulana 'birlikte olacağız da olacağız' kuzey de buna 'benimlen ilgili umudlarını kes' diyor kız hala bibikte bibik. hayır zaten doğru düzgün bir şey yaşamadan bu kadar aşık olmanda çok aptalca cemre. yanlış anlamayın burada cemre'nin vajinismus olmasından bahsetmiyorum. ya daha bunlar bırak sinemaya gitmeyi el ele bile tutuşmadılar. sevgili olmayı bırak çıkmadılar bile. ilk kavgalarını yapıp barışmadılar bile. bak söylüyorum birleşirse bu iki salak kesin ayrılırlar. cemre, barış diye diye kafasını handan hanım ve simay artığı tekinoğlu evinin duvarlarına vuracak sonra. bak ne güzel barışla oturuyorsunuz kalkıyorsunuz. yemekler, şaraplar, şoförler... barış kanepede uyuyor filan sen televizyon seyrediyorsun.. ne güzel hayat hem bak sekste yok tam senlik cemre.



ya aşkım sen nasıl bir karakter oldun ya? gün geçtikçe daha da karizma daha da harika oluyorsun. canım simayım benim. zaten mahkemede avukatının kuzey'e ilettiği sözlerin ile kuzey'e gerçek bir insanlık dersi verdin. şimdide dizinin hafta boyunca en çok konuşulan sahnesinde sen vardın. ve ilan ediyorum: simay canaş officially tanrısal karakter oldu. kim tutar seni simayım, hedef: sinanerlerin kasası. tatlışımın suçsuz, suçlunun zeynep üç tutam saç olduğunun anlaşılmasına sevindim ama tam olarak tatmin olmadım. yalnız zeynep'in tüm bölüm boyunca sadece simaydan özür dilemek için etraflarda dolanması güzeldi, biraz zevklendim.




biliyorsunuz geçen bölüm handan hanım, sinaner köşkündeki ikinci raundunu da kaybetti. banu'nun suratına sıçması ile ne olduğunu bilemeyerek köşkten dımdızlak gitmiş ve simay'ın evine yerleşmişti. şimdi orayı da terk etti. ama terk etmeden önce o pislik eski kocasının kısmetine engel oldu. samişin manitası aynur hanım( ki oynayan neslihan yelden benim çok beğendiğim bir oyuncudur), handan hanımın samişin nasıl bir hayvan olduğunu anlatması ile samişi terk etti(ay handan hanımın apartmana girerken kapıcıya 'ona iğne yapacağım' demesi ece yörenç-melek gençoğlu ikilisinin yıllar önce senaryo ekibinde bulundukları mahallenin muhtarlarındaki iğneci handana güzel bir göndermeydi). buraya kadar her şey tamam ancak sonrasında gerçekleşen olaylar biraz canımı sıktı. samişin aynur hanımla kızımlı-yavrumlu-güzelimli konuşması ise zaten midemi bulandırdı. şimdi buradan anlamamız gereken handan hanımın yıllarca samişin kötü muamelesini hak etmiş olduğu mu? dayağı, hizmetçi gibi kullanılmayı hak mı etti bu kadın sırf daha fazlasını istediği için. ayrıca neden bunca yıl eziyet çekmiş handan hanım sosyeteden şöyle emekli naif bir adamla tanışmadı da samiş hayvanının hayatına biri girdi? umarım aynur, samişe dönmezde yaptıklarının bedelini biraz da samiş dayakçısı da öder. geçmişte kuzey yüzünden güneyin yaptığı kaza(bakın KUZEY YÜZÜNDEN güneyin yaptığı kaza dedim) ile ilgili samişin vicdan azabı ise beni sadece güldürdü. kazanın meydana gelme evresinde handan hanımın hiç bir suçu yok samiş! bir de kavga ederlerken handan hanım, samişe 'burada da belli etme kendini' dedi ancak onun doğrusu 'ne mal olduğunu burada da gösterme' dir.

daha önceki bölümlerde set işçisinin arkadan gözükmesi ve aynı sahnedeki ışıkların birbirini tutmaması problemleri kuzey güney'in büyük potları biliyorsunuz. bu bölümde ise-yanılıyor olabilirim-handan hanımın aynur ile konuştuğu sahnelerin bir kısmı sesli bir kısmı ise dublaj yapılarak çekilmiş. bir de şu flashback olayını abarttılar. sırf heyecan olsun diye bazı sahneleri flashback yapıyorlar karakterlerde bunları saçma yerlerde hatırlıyor. aynı ferhat'ın vurulma olayında önce öldüren güney gibi gösterip sonra dolandırıp dolandırıp çok saçma bir sahnede güney olduğunu kesinleştirmeleri ya da aynısını burak çatalcalı'nın arabasını barışın bozmasında yaptıkları gibi. 20 dakika ile ilgili yazımda karakter doğallaştırması konusunda ece yörenç-melek gençoğlu ikilisinin iyi olduğunu söylemiştim burada da şüphe ve ters köşe konusunda kerem deren'in iyi olduğunu söylemek zorundayım.

kuzey güney uzun zamandır olmadığı kadar eğlenceliydi bu bölüm. kadrosuna şah sultan rolü ile deniz çakır'ı dahil etmiş ve bu hafta pargalının ipini çekecek olan muhteşem yüzyıl karşısında güney-banu-kuzey gerilimi işe yaramayacak biliyorum. ama sanki olaylar toparlanmaya başladı yakında kuzey güneyin eski tadını alacağız gibi.

















4 yorum:

  1. ben gerçekten çok sıkıldım bu bölümde.trabzon sahneleri filan o kadar gereksizdi ki. sonunu izlemedim hatta meğer bomba sondaymış da güney kafasında çeşmibülbül kırmış öyle duydum.
    simay çok iyi yazılmış bir karakter. bence ilerleyen bölümlerde güney o kulübe gidecek ve closer hesabı bi yakınlaşma başlayacak.
    banunun delirmeleri iyiydi ve gerçekten acıdık hepimiz. cemrenin barışın parasıyla ortalıkta salınıp içimdemasumbiraşkbüyütüyorum havalarında takılması sıkmaya başladı.
    handan hanımın tiradı çok iyiydi. sonraki kavgada ağlayarak samiye yenildi sanki ama yine de iyi konuştu.
    iğneci handan göndermesi gerçekten inanılmaz! böyle birşeyi ancak siz fark edebilirdiniz üstat. saygıyla eğiliyorum***
    Cansın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslinda simaycigim ilk basta bu kadar "dusunulmus" degildi. Hazar Erguclunun performansi ve hikayeye oturmasi ile buyudu. Cemre ise cok iyi bir oyuncu olmasina ragmen sabun kopugu diyaloglarla(yillar once ZERDA diye bi dizi vardi ayni onun tarzi bir ask yasiyor cemre, cahil ve bayat)kizin oyunculugu batirilmakta

      Sil
  2. bu bölüm kelimenin gerçek anlamıyla güneyin ZORLA kötü ilan edildiği keskin bir geçiş bölümüydü. Kuzey'i sempatik ve iyi göstermek adına güney resmen harcandı ve artık en hakiki kötü oldu. böylece kuzey-güney de iyi ve kötünün net çizgilerle ayrıldığı klasik bir türk dizisine dönüşmüş oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. oysa o ilk bolumlerdeki iyi-kotu arasinda gidip gelen karakterler ne guzeldi. Hatta guney duzgun cocuk kuzey ve cemre dark sidea daha yakin tiplerdi

      Sil