13 Ocak 2013 Pazar

intikam ayrıntıda gizlidir






2013'ün en iddialı yapımı intikam ikinci bölümü ile karşımızdaydı. artık uyarlandığı revenge ile onu karşılaştırmayacağım. zaten uyarlamaları da böyle ele almak gerektiğini düşünüyorum. ancak öncelikle yerli dizilerimiz ile yabancı dizilerimiz arasında olan bir farktan bahsedeceğim, genel olarak.
biliyorsunuz yabancı dizilerde recurring cast olayı baya önemli. dizinin sürekli oyuncularından çok daha büyük starlar konuk oyuncu olarak geliyorlar ve bu yapım adına da gelen oyuncu adına da çok yararlı bir süreç oluyor. yerli dizilerimizde bu konu oldukça sıkıntılı. bizde recurring cast olayı olmadığı için, daha doğrusu yapımcılar bunun nasıl yapılacağını bilmediği için oyuncularda bu duruma sıcak bakmıyor ve izleyici için bu durum 'geçici, önemsiz' olarak algılanıyor. intikamda da ikinci bölümde babasına ihanet ettiği için yağmur'un batırdığı adamla ilgili sahneler ve oyuncu seçimi biraz geçiştirici olmuş. adamın batması ve ya hapse girmesi önemsiz bir konu gibi verilmiş. oysa ki bölümün aksiyonu bu olaydı. ana konudan uzaklaşmadan bölüm öyküsü yazmak sektörde oturmadığı için-özellikle dramalarda-bu sıkıntıyı yaşadık.




biliyorsunuz modada göstere göstere şıklık çok gerilerde kaldı. bunu kötü anlamda söylemiyorum bu modanın, trendlerin doğal bir evresi. şatafatlı ve gözümüze soka soka trend yapmak pek tutmuyor artık. intikam kıyafetleri ile aşk-ı memnu'nun etkisini yaratmaya çalışıyor ya da bizim görmek istediğimiz bu etki bilmiyorum. ama unutulmaması gereken şey aşk-ı memnu da bihter'in giydiği her şey patlıyordu, yani bihter zaten patlamış şeyleri giymiyordu. geçtiğimiz bölümde ise bu kışın yıldızı boğazlı kazak her çeşidi ile neredeyse tüm karakterlerde kullanılmıştı. tamam evet bu boğazlı kazağa geri dönüşü bende çok sevdim ancak trend olan bir şeyi kullanmak ve bir şeyi trend etmek arasındaki farkı düşününce biraz hazıra konmak gibi durmuş. ikinci sıkıntı noktası ise belirttiğim herkesin giymesi olayı. yani farklı tarzı olan insanlar yok mu bu dizide? herkesi aynı kişinin giydirdiği o kadar belli ki. üstelik belirli bir parçayı öncelikle sadece bir karakterde kullanmanın daha olgun bir davranış olduğunu düşünüyorum.

en başta da dediğim gibi gayet başarılı buluyorum intikamı ancak şu recurring cast olayı ve kıyafetlerde sıkıntı var. mesela tyler barrol'u kim oynayacak merak konusu. gerçi ben onu intikam'a dahil edeceklerini bile sanmıyorum ama. neyse madem recurring cast olayını yapamıyoruz, uyarlama dizilere benim tavsiyem yabancı dizilerde sürekli oyuncuların sayısı az olduğu için uyarladığınız yabancı dizilerdeki sezon içerisinde gelip giden bazı karakterleri-hikayenin gidişatına uygun olarak-en baştan diziye monte edebilirler. hem bu uyarlama dizininde yerelleşmesini sağlar. bu arada nejat işler daha gerçekçi oynayabilir mi lütfen? ha bir de arsoyların yalısı sanki orada değilmiş gibi. photoshop kullanarak yalı ile bulunduğu arazi birleştirilmiş gibi.
ayrıntılar önemlidir.

2 yorum:

  1. beren saat'in çok kötü makyajını, yakışmayan yeni saç rengini modelini, ucuz beymen club kıyafetlerini unutmayalım. aşk-ı memnu da 3 parça giydiriyorlardı bölüm başına ama hepsi mükemmeldi. burda sanki aşkımızda ölüm vardan fırlamış beren saat izliyoruz.

    YanıtlaSil
  2. kıyafet olayına genel olarak çok takıldığımızı düşünüyorum. bu bölüm daha iyiydi netekim(!)derinin ilk buluşmada giydiği siyah elbise, emrenin derin onlara yemeğe geldiğinde giydiği ceket çok iyiydi bence. modavesosyete blogunda da tartışıldı kıyafet meselesi. bence aşkı memnu etkisini aramamızın nedeni o dizinin ilk olması. sektörün dışında olan, en trend takipçilerimiz (sosyetemiz bile eminim) dahi türk tasarımcı diyince en fazla hakan yıldırımı ümit ünalı biliyorduk. aşkı memmu bize özgür masur, begüm salihoğlu, elif cığızoğlu gibi isimleri tanıttı ve insanlar bu alternatifleri görünce o patlama yaşandı. samanyolu, lale devri, son derken seyirci bunlara alıştı ve gösteri toplumu etkisiyle(tespit de yaparım) şimdi daha fazlasını istiyor :) bu dizinin bunun üstesinden gelmesinin yolu bence türk designerlara ara verip mümkünse -beymen, harvey nichols bu durumlarda yardımcı oluyor mu bilmiyorum- lüks markaların kullanılması: tom ford, stella mccartney, balenciaga gibi... nerden bulunur bilmiyorum ama prabal grung ve balmain de çok güzel olur.
    recurring i muhteşem yüzyılda sıkça yapıyorlar ama orada da abarttılar sanki.
    derinin batırdığı adam yağmur zamanı dizisinde vardı dimi yanlış mı hatırlıyorum? o kısımlar, iflas etmesi falan biraz oldubitti geçti ya da derinin binaya nasıl girdiği gösterilmedi...
    ama dediğiniz gibi başarılı bir yapım ve gelecek bölümleri merakla bekliyorum

    YanıtlaSil