26 Aralık 2012 Çarşamba

kuzey tekinoglu boş günlerini nasıl geçirir?



iki haftadır kuzey guney ile ilgili yazmıyorum farketmişsinizdir. bunun sebebi çok saçma şeylerin olması. sevgili senaristlerimiz dizilerinde bu bocalama evresini hep yaşıyorlar. yaprak dökümü üçüncü sezon başı, aşk-ı memnu ikinci sezon başı, fatmagülün suçu ne ikinci sezonun hepsi, menekşe ile halil ilk 5-6 bölümü sonrası, son bölümü hariç dudaktan kalbe... şuan ne yapacaklarını bilememe durumundalar.
önce en başa dönersek kuzey hapisten çıktı, işsizdi. pazarcılığı denedi, fırıncılığı denedi olmadı. bir ara dövüşçü olayım dedi sonra öyle vurdulu kırdılı şeyleri pek yazamayan senaristlerimiz yüzünden o işten de oldu(ece-melek ikilisinin en iyi yazdığı şey kesinlikle ikinci bir mekana gerek duymadan bir ev içinde geçen entrikalardır hatta bu format içinde de en iyi yazdıkları kısım uzun bakışmalarla geçen akşam yemekleridir. kesinlikle dalga geçmiyorum biz ece-melek ikilisini bu yüzden sevdik). sonra güneyin imkanlariyla 'makara' işine girdi. bakın tekrar söylüyorum GÜNEY'İN İMKANLARIYLA. sonra bir ara bekir'in adamlarının başına geçer gibi oldu, onu da nasıl yazacaklarını bilemediler. bekir'in adamları makarada calışmaya başladi ve güney de haklı olarak kuzey'in makarada ki yetkilerini bitirdi. sonra kuzey bir ara galerici olarak takılmaya başlayacaktı birden burak çatalcalı'nın BAŞ DANISMANI oldu.
ferhat'ın ölümünden sonra çok boş vakti kaldı tabi kuzey'in. eskiden onunla uğrasıyordu şimdi ne yapacağını şaşırdı. konusu açılmışken geçen bölüm ferhatgüney'in öldürdüğünü öğrendik biliyorsunuz. şimdi eğer güney'in öldürdüğü ilk başlarda ortaya çıksaydı güney kahraman olacaktı. ancak karakterleri arasında bariz bir ayrım yapan senaristler önce burak çatalcalı'nın arabasına ferhat'ı vuran silahın bırakılmasın göstererek güney'in bu durumda da öne çıkmasını engellediler. olay kardeşini korumaktan iftiraya dönüştü çünkü. barış'ın burak çatalcalı'nin arabasını bozmasına gelirsek eğer sırf kendisinin katar'a gitmedigini öğrendiğini burağı otelde görerek anladıysa ve bunun için arabasını bozduysa-ki çok saçma, barış asla suç isleyecek birisi değil- neden kuzey peşlerine düştüğünde kuzey'i de öldürmeye calışmadı? bunlar çok boş sebeplerden meydana gelmiş temeli sağlam olmayan olaylar. bir de tabi sinanerlerin batması var(kuzey güney'in kurumsal şirketlerde çalışan izleyicileri batmalarının sebebi ve kurtulma girişimlerini bir yerleri ile gülerek izliyorlardır) . klişe bir olay genelde senaryo tıkanıklığının engellenmesi için ortaya çıkar. bir de boş beleş dolaşan kuzey bu işe elini attıysa ve kuzey'in putlaştırılması gerekiyorsa serseri baş karakterimiz hemen hiç bir fikri olmayan işleri bile çözer, sinanerlerin yaptıklarını bütün herkesin öğrenmesini sağlar. of kuzey of normalde sen ebru hanım, barış ve banuyu rüyanda göremezsin. hadi kuzey hadi sana en çok yakışan boş namus bekçiliğine dön sen. demet'in şeref ile bir şey yaşamasını engelle de kız kurusun. ha bu konu açılmışken aksiyon, şirket ve mafya işlerini yazamayan senaristlerimiz polis olaylarını da yazamadığı için şeref'i istifa ettirmişlerdi ancak şuan şeref'in polisliğine ihtiyaç duyuyorlar ve şeref resmen polis arkadaşlarını kuzey'in özel dedektifi gibi kullanıyor ve kuzey her istedigine ulasiyor. ayrıca kuzey her zaman kazanmak zorunda değil.
gelelim kadın karakterlerimize; resmen banu sinaner tarafına geçmiş biri olarak bebeğini kaybettiği için çok üzgünüm. ancak birazda sevindim. bütün bu varoşlardan kurtulduktan sonra sinanerlerin kendi mutlu hayatına dönmelerini istiyorum çünkü. batmaları zaten çok büyük bir fiyaskoda. neyse zaten banu'nun bebeğinin doğmayacağını doğum tarihinin yaza gelmesiyle anlamıştık bir kaç bölüm önce. ayrıca kuzey'in sinanerlere zebani muamelesi yapmasının bir anlamı yok. senaristler ferhattan sonra yeni bir günah keçisi seçmek için sinanerleri kötü ilan etmiştir. normalde hepsi tamamen iyi olmasalar da gayet tutarlı mantıklı karakterlerdi. bunu söyleyecegimi hic tahmin etmezdim ama ferhat olaylari resmen daha zevkliydi.
cemre ise benim en büyük hayal kırıklığım. senin için umutlarım vardi ama tek tip esas kızlık hastalığına yakalandın. artık kurtuluşun yok nabza göre şerbet vermenin mahkumu oldun. üstelik ilk başta da sırf bu yüzden sevilmemiş ikinci plana atılmıştın. ama neyse ki ne kadar nabza göre şerbet verilirse verilsin kuzey güney reytinglerde hala çok kotu bir yerde. tek olayları sosyal medya. madem sosyal medya ile ayakta duruyorsunuz esas kitlenize hitap edin çünkü böyle giderse onların da sizi bırakması yakın.
zeynep desen ne yapacağını şaşırmış bir karakter. o da nabza göre şerbet verme yüzünden hiç olmadığı bir insana dönüştü. simay'ın onu tartaklamasından da istediğim zevki alamadım bu arada.
ve benim dertli simayım. kuzey hayvanından bir kurtulamadı. evinden de oldu. bütün suç üstüne de kaldı. simdi tek beklediğim güney-simay ilişkisi başlasın da tüm bunların intikamını alsın canlarım.
buradan duyurulur artık resmen güney-simay ilişkisi ve yapacakları için katlanıyorum bu diziye. banu, ebru hanim ve barışta canlarım, onları çok seviyorum. handan hanım ve gülten hanımın güldüren sahneleri de bonusum olur. cemreye de diyorum bak biraz akıllan. zaten ramak kaldı hapislere düşmene zevklenmeme, eski günlerin hatrına sana bir şans daha veriyorum. bu aptallıkla güney'in ilk bölümde yaptığı kazadan bile hapse girebilirsin salak kızım benim.
kuzey gibi mükemmel bir karakterin nasıl batırıldığını görmek istiyorsanız baştan başlayabilirsiniz diziye. klişe dışı bir esas kız olduğu için tamamen değistirilen cemre karakteri, haksızlıktan haksızlığa uğrayan güney karakteri, yaprak dökümü hayriye tekin soft versiyonu gülten ve hardcore versiyonu handan, alt yapısız karakter zeynep, kendi kendini yükselten karakter simay, putlaştırılan dayakçı baba sami ve suç işlerine bulaşmaları biraz konu tıkanıklığından olsa da ebru hanım ve barış bebeklerim ile baştan sevmediğim ancak şuan bayıldığım banu da cabası. bakalım daha ne rahatsız edici olaylar olacak ve lanet olsun benim başladığım diziyi sonuna kadar izleme huyuma...
PS:bu arada son sözümle lale devrini de gizli gizli izlediğimi itirafta etmiş oldum. lale devrinde de yeşimin gercek babası ortaya cıktı galiba, bu iyi bir haber aşkımın intikamı alınacak demektir.

19 Aralık 2012 Çarşamba

bir devrin sonu: gossip girl-final chapter







evet kim derdi ki 5 buçuk yıl önce başlayan gossip girl macerası bitecek? kötü sonları seven birisi olmama rağmen gossip girl'ün sonunu çok beğendim. dizinin formatına uygun bir bölümle nefes kesen bir sondu. pembe dizi, drama, komedi ve konsept dizisi gossip girl bitti. kapak fotoğrafı olarak tabii ki de dizinin en önemli ilişkisini, serena-blair ikilisini koydum. 
serena, annesinin katı düzeni altında kendini göstermek için hep yanlış yolları seçen, babasının terk edişini bastırmak için sürekli bir çok erkekle birlikte olan birinci esas kızımız. babası ve annesinin en sonunda birleşmesi onun ailevi problemlerini atlatmasına ve hayatının erkeğine en sonunda kavuşması da serena için en mutlu son oldu. 
blair, aynı şekilde çok baskın bir anne ve gay babanın birleşimi olarak kötücül, eğlenceli, dominant ve obsesif oldu. kendini sürekli hırpalayan chuck'ın iyi adam olma yolculuğunun sonucu ikisini mutlu sona götürdü.
serena ve blair birbirinden hem nefret eden hem de tutkuyla bağlı olan iki aşıktılar sadece.



blair ve chuck'a ayrı ayrı tapıp birleşmelerini istemiyordum ya çöpe attım o sözlerimi. benim ikisinin ilişkisinden sıkılma sebebim fazla romantik olmaya başlamalarıydı ancak finalde evlilikleri bile entrika çevirmek için olunca gerçekten onların  birbiri için yaratılmış olduğunu anladım. blair ve chuck dizi tarihinin en dalavereci ve en moda ikonu çifti olarak sonunda hak ettikleri mutlu sona kavuştular.




aslında bart'ın yaşadığını öğrendiğimiz gün, o malikaneye dan de gelmişti ancak kimse onu görmemişti. yani gossip girl'ün dan olması son dakika uydurması değil ancak ben bu fikrin 5.sezondan beri senaristlerin akıllarında olduğunu düşünüyorum. lonely boy gossip girlmüş vay be... dan seni sevdiğim kadar varmışsın. ayrıca en çok hoşuma giden ayrıntıda jenny'nin başından beri dan'in gossip girl olduğunu bilip sırf popüler olmak için kendisi hakkında kötü şeyler yazmasını istemesiydi. biliyorsunuz iyi ve ya kötü fark etmez insanlar konuşsun yeter. herkesin gossip girl tahminini söylediği sahne ise mükemmeldi. blair bile dorota zannediyormuş. blair'in dan'in gossip girl olma fikrine gösterdiği tepkinin sebebi ise yine zekiceydi. blair waldorf iplerin elinde olduğunu hissetmek için her zaman önceden izlediği filmleri izler bunu unutmayın.





tabii ki nate'in sage ile ilişkisi yıllarca sürmeyecekti. eminim sage de nate'i ya ortamın kötü çocuğu ya da fakir çocuğu için terk etmiştir. bizim golden boyumuzda işini ilerletmiş bu yalnızlık süresinde. ancak ben final sahnesinde nate ve jenny'nin yakınlaştığını görmek isterdim. madem herkes sahibinin oldu o zaman nate de jenny'nin hakkıydı.


finalde serenamız da mutluluğu buldu sonunda. hayatının aşkı ile evlendi. serena-dan cephesinin çabuk sonuca bağlanıldığını düşünüyordum ki akıllı senaristlerimiz araya beş yıl koydular. ben zaten bir önceki yazımda serena-dan düğününün bir kaç yıl sonra olacağını söylemiştim. ve bu arada serena'nın gelinliği blair'in gelinliğinden daha güzel. blair'in ki nişanlık gibi ya da dul kadın gelinliği (a bir dakika blair zaten bir prensten dul).


ve henry bass'e gelirsek chuck'ın bir oğlu olması kendi babası ile ilgili olan sorunlarıyla ilgili önemli anlamlar taşıyor. ve çocuk şirin değil ancak belli ki büyünce babası gibi çok değişik bir havası olacak. eleanor ve cyrus'u da finalde görmek oldukça güzeldi zaten onlarsız olmazdı.




jenny'i tekrar aramızda görmek çok güzeldi. ancak pek bir numarası yoktu bu yüzden biraz üzüldüm. yine de bölüm boyunca baya bahsi geçti. sage'in kendinden önceki kraliçe olan jenny'e hayran olması güzel bir ayrıntıydı. sezonlar boyunca entrika çevirmiş çoğu kişiyi görmekte güzeldi. loladan juliete(juliet bir son dakika entrikası çevirecek diye çok korkuyordum), agnestan vanessaya(oynadığı zamanlarda kendisini hiç sevmesem de finalde gözükmesi beni sevindirdi). 



eric'i de unutmadılar finalde. ancak ben hala aynı şekilde bet olduğunu düşünüyorum. gönüllerin kraliçesi lily ise daha kocasının cenazesine hazırlanırken yeni birisini buldu ki eski kocalarına dönmeyi huy edindiği içi pekte yeni birisi sayılmaz. rufus ise ikinci sezonda mı ne bir kadınla tanışmıştı, onun müzik grubunun bir işini yapmıştı bu kadın onunla takılmaya başlamış. ve ben oğlu dan'in serinin finalinde hipster olmasını beklerdim ama rufus hipster olmuş.



yine mükemmel bir son da ivy için yazılmış. açıkçası lily onu apartmandan kovduktan sonra bir daha çıkmadı diye üzülmüştüm. ama yaşadıklarını kitap haline getirmesi ve bu kitabın film uyarlamasında üçüncü sezon baya bölüm bizimle olan olivia ile beşinci sezon ortaya çıkan gerçek charlotte rhodes ve aynı zamanda serena'nın bir tane daha ortaya çıkan gayri meşru kardeşi olan lola'nın oynaması çok güzel bir bağlamaydı. 


hipster rufus ve final bölümünün gözde çifti georgina sparks-jack bass ikilisi de yukarıdaki fotoğrafta görülüyor. bir önceki yazımda georgina ve jack'in birlikte olmasının harika olacağını söylemiştim ve oldular da. böylece jack ve chuck yine bir kadını paylaşmış oldular(chuck ve georgina eskiden birbirinin bekaretini bozmuslardi). ayrıca bass erkekleri hep kötü kadınlarla birlikte oluyorlar. chuck blair ile, jenny ile ve georgina ile, bart lily ile ve elizabeth fisher ile ve jack ise georgina ile, blair ile ve elizabeth fisher ile. tam basslere yakışır tarzda.



serinin narratoru kristen bell'in finalde olacağı duyurulunca herkes gossip girl olarak ortaya çıkacak sanmıştı. ben de dahil. ancak bize ters köşe yaptılar. kristen bell ve rachel bilson kendileri olarak karşımıza çıktılar. ve bu sahnedeki gerçeklik-kurmaca ikilemi oldukça zekiceydi.

gossip girl gençliğim seninle geçti. bir devir resmen bitti ama senin adına, seni unutmamak için bir kaç yazı hazırlıyorum. mutlu sonları sevmesem de- tamam blair'in doğururken öleceğini düşünmem biraz abartıydı- bitebilecek en güzel sonla bittin. iyi geceler gossip girl! her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan...




16 Aralık 2012 Pazar

gossip wars



gossip girl'ün mükemmel ötesi sondan bir önceki bölümü ile ilgili yazı yazmak icin finalden bir gün öncesini seçtim. yarın ki seri finalinden önce 9.bölümü nefeslerimizi tutarak izlediğimizi söylemem gerek. star wars'a göndermelerle dolu olan bölüm bart bass belasından kurtulduğumuz yüce bir bölümdü. bart'ın ölümünün bir iyi bir de kötü haberi var ama kötü haber chuck'ın onu öldürmekle suçlanacağı iyi haber ise lily'nin bart bass'ın mirasını ikinci kez konacak olması. bu arada bu sezon olmayacak mı diye endişe ettiğimiz blair rüyası da oldu bu bölüm.



benim gossip girlde en çok sevdiğim şeylerden birisi karakterlerimizin birbirine ne yaparlarsa yapsınlar sezon sonuna doğru çıkan ana düşmana karşı birlik olmaları. 1.sezon georginaya karşı, 2.sezon poppye karşı, 3.sezon williama karşı, 4.sezon juliete ve russela karşı, 5.sezon bart'ın o düşmanı masona karşı... son sezonda en büyük düşman barta karşı blair tanıdığı en büyük düzenbazlardan ve en yakın arkadaşından bir ekip kurdu. ivy'nin son entrikada bizimkilerle olacağı belliydi. georgina zaten safkan bir upper east sidelı, sage ise hem constanceın kraliçesi hem de sevgili statüsünden gruba dahil oluyor(sage'in ölü olan bruce kaplan'ın telefonunu çalması harikaydı). nate zaten her zaman hiç bir işer yaramayan bir grup üyesi bu yüzden onun gözaltında olması durumu pek etkilemedi. ancak dark sidea geçtiğini düşündürten ancak benim bir önceki yazımda dediğim gibi son anda bizimkilerin tarafına geçeceğini tahmin ettiğim dan tam da chuck'ın öldüğünü düşündüğümüz anlarda bart'a son darbeyi vurdu. şimdi nate ve sage'in en son konuştuğu gibi tek düşman gossip girl kaldı.


final öncesi bahisler




serena, dan'in ona yazdıkları yüzünden o uçaktan inecek tabii ki. finalde serena-dan düğünü de var biliyorsunuz. ben bilmiyorum ama finalde bir şeyler patlayabilir.




işte bence patlayacak olan bu. dan-blair cephesi çok çabuk çözüldü. serinin finalinde bu ikili hakkında bir gelişme olmalı bence.




ve finalden, blair-chuck düğününden bir kare. chuck'ı polisler götürecek biliyoruz. bu sırada blair hamile muhtemelen. serena-dan düğünü de bence bir kaç yıl sonra olacak, blair ve chuck'ın oğulları bence burada ortaya çıkacak. büyük ihtimalle chuck bu yıllar zarfında hapiste olacak. juliet'in serena-dan düğününde ortaya çıkacağını düşünüyorum. jenny ve eric zaten düğün için gelecek bence. blair'in serena-dan düğününe ait hiç bir karede olmaması belki doğururken öldüğüne işarettir. ivy'i william terk edecek bunu fragmandan biliyoruz ama ivy'nin sonu ne olur bilemiyorum. nate, georgina ve sage de biraz bulanık. sage-nate çiftinin ayrılacağını düşünüyorum. georgina ise aynı şekilde hayatına devam eder. finalde jack bass'in de olduğunu düşünürsek belki georgina, philip'i terk edip jack ile birlikte olur. daha önce denenmemesi bile hata. bence resmen birbirleri için yaratılmışlar çünkü.

ayrılmaya hazır değilim ve mutlu sonları sevmem gossip girl.

11 Aralık 2012 Salı

upper east sideda kan gövdeyi götürürken




upper east side da son thanksgiving de 'olaylar olaylar' niteliğindeydi. chuck-blair ittifakı uzun zamandan beri eksikliğini hissettiğimiz bir şeydi. bart bass'ın da azılı bir katil olduğunu öğrenmemiz iyi oldu. adam birisine doğru yürümeye başlayınca ödüm kopuyor öldürecek diye.
lily'nin sonunda gerçekleri görmesine sevindim doğrusu. eva braun rolüne çok yakışmıştı ama yine de.
bart eli kanlı bir katil. bir o kalmıştı gerçekten.
rufus tabii ki hayır konserine gidecekti çünkü yakasında iki koca gül işli siyah gömleğiyle başka bir yere gidemezdi.
sage ve steven'ı yeniden görmek beni sevindirmedi. galiba sage biraz daha kalacak. steven'ı bilemem ama onu son görüşümüz olabilir bu bölüm.
ivy ile william yoktular bu bölüm. zaten william biraz uzaklaşmamız gerek demişti. 9.bölümde ise ivy, serena, blair ve chuck'ın ortak sahneleri var. serena, blair ve chuck ivy'e smackdownmı yapıyor yoksa dördü bir entrika mı çeviriyor bilemiyoruz ancak benim tahminim birlikte bir entrika çeviriyor oldukları çünkü ivy'i son sezonun kötüsü ilan ederek seriyi bitireceklerini sanmıyorum.
nate'in köşeye sıkıştırılması ise biraz zorlama olmuş. hadi sona geliyoruz ona da bir hikaye verelim finale doğru gibisinden olmuş.
georgina desen yine rolünün gereklerini başarı ile yerine getirdi bu bölüm. tanrısal karakterliği oldukça başarılı ve zevk verici.
blair'e gelirsek eğer uzun zamandır başı dertten kurtulmadığı için tanrısal karakterliğe ara vermişti bizim kız. ancak bu bölüm iş olaylarını biraz düzene soktuğu için diğer karakterlere yön vermeye başladı yeniden.
chuck ise resmen ebeveyn travması yaşıyor. önce annesinin kendisini doğururken öldüğünü düşünüyordu sonra babasının ölüm numarası yüzünden onuda kaybettiğini düşündü. ondan sonra öldü sandığı annesi ortaya çıktı ve annesi onu amcasıyla bir olup dolandırdı çünkü amcasına aşıktı. daha sonra arkadaşının olgun sevgilisinin onun gerçek annesi olduğu yalanı ile kafası karıştı. pek süre geçmeden gerçek annesinin amcasıyla birlikte kendisini dolandıran kadın olduğunu öğrendi bununla birlikte bir sürede amcasının gerçek babası olduğunu düşünmeye başladı vee en sonunda öldü sandığı yasal babasının gerçek babası olduğunu ve onun yaşadığını öğrendi. şimdi ise yaşadığını ve gerçek babası olduğunu öğrendiği babası onu yok etmeye çalışıyor. ben chuck yerinde olsam çoktan cinnet geçirmiştim.
serenamız ise hayal kırıklıkları ile dolu hayatına yeni bir hayal kırıklığı olarak eklenen dan hezimetiyle baş başa.


son brutus: lonely boy





gossip girl ana karakterleri brutus yapma olayını çok seviyor. ilk iki sezon karakterler pek değişim göstermezken üçüncü sezon nate aşkı için jenny, dördüncü sezon dan aşkı için vanessa, beşinci sezon dan aşkı için serena ve son sezon william aşkı için ivy ile blair aşkı için dan. lonely boy son sezon bütün arkadaşlarına ihanet etti. en sonda serenayı kullandı. ama ben serena hakkındaki olumsuz yazıyı vermesinin sebebinin blair'in steven'ı çağırması ve steven'ın söylediği saçmalıklar olduğunu düşünüyorum. ve bir de işte şimdi onlardan biri oldum muhabbeti yaptı. bence dan zaten içeriye girebilmişti. sadece blair waldorf her zaman chuck bass'ı seçer kuralına katlanamadı. bak danciğim nate bu kuralla senden sezonlar önce tanıştı ve hemen uyum sağladı. her ne kadar tamamen dark side'a geçmiş gibi gözükse de ben dan'in bart'ın teklifini kabul eder gibi yapıp kabul etmeyeceğini düşünüyorum. yine bizimkilere yardımcı olacak yani.

final bölümünde gossip girl kitap serisinin yazarı ve serinin senaristlerinden cecily von ziegesar ve narratorumuz kristen bell de olacaklarmış.  cecily von ziegesar kendisini oynayacakmış. kristen bell'in rolü ise açıklanmamış ikisinden birinin gossip girl olma ihtimali çok yüksek. finalde gossip girl'ün kimliğini öğrenmek iyi mi kötü mü şuan bilmiyorum, nasıl bağlayacaklarına bağlı.
hadi bakalım üç vakte kadar ayrılacağız gossip girl. senden bol gülmeli bol entrikalı ve bol ağlatmalı bir final bekliyorum.

7 Aralık 2012 Cuma

kuzey güney:başlangıç sudokusu



kuzey güney, 4 13lüğünü tamamladı. ancak 52.bölümün hakkını bir iki sahne dışında vermedi.


HANDAN NASIL GERİ PÜSKÜRTÜLÜR?




handan hanımın cemreye gözdağı vermek için misafir köşküne gitmesi ve bin beter olarak geri dönmesi güzeldi(handan hanım DIMDIZLAK kelimesini mi kullandı?). ancak ben cemre'nin bu kadına yaptıkları karşısında yeterince zevk almıyorum. daha fazla damarına basmalı, ebru sinaner ile birlikte dalga geçmeli handan hanımla. gerçi ebru sinaner bu bölüm sırf handan hanıma gıcık olsun diye gülten hanımla kanka oldu ya o sahneleri sevinçten zıplayarak izledim. sonra kıskanan handan hanımın ebru sinaner'e CANIM diye yaklaşması efsaneydi. resmen 52.bölümün tek güzel sahnesi handan-ebru-gülten aşk üçgeniydi.


KÜÇÜK BİR EZİKLER GRUBU





ali güntan ormanı evet evet harikasınız. aslında güzel olabilirmiş bu olay ama zeynep üç tutam saçın sırf kuzey'i tekrar yatağa atabilmek için yapması biraz ali'nin hatırasına da saygısızlık olmuş. o kadar iğrenç bir insan ki artık ölüleri bile kullanıyor. birde bu orman olayını fragmanlara sanki bir şey oluyormuş gibi taşıdılar. kafa mı buluyorsunuz insanlarla? bu arada şeref'in demet'e yazmaları çok başarısız. normal durumda hiç şansı yok ama demet kriterlerini biraz alçak tutan bir kız sonuçta. hem kaan taşaner karizması da devrede. bu arada kuzey'in bu ilişkiye engel olmasının çok hırtça olduğunu düşünüyorum. arkadaşın öldü diye kızın tapusunu da almadın ya? neyse bu arada kuzey artık bence cemreye olan aşkını kanıtladı. artık kuzey'in hayatına onu unutturmaya başlayacak birinin girmesi gerek. reyting uğruna getirdiğiniz zeynep karakterinin deforme edilmeden önceki halinin şimdi çıkması gerek işte. bir senedir boşuna para ödüyorsunuz merve boluğur'a.
bu arada bu ezik gruptan tamamen dışarıda tuttuğum simaycığımın tek sahne çıkması beni biraz üzdü. ancak bu onun tanrısal karakterlik yolunda olduğunun bir göstergesi. tanrısal karakterlere artık öyle normal sahneler yazamazsınız. çıktıkları her sahne etkili olmalı. şuan simay biraz olayların dışında ve kuluçka döneminde. güney-simay cehpesi yavaş yavaş örülüyor. 52.bölümde simay'ın tek sahnesinde bile önemli ipuçları vardı. simay'ın nasıl pavyona düşeceğini anladık. o alt kattaki komşusu düşürecek onu. torunumda torunum diyor ya onda da bir olay var.


VAMP ANLAYIŞIMIZ: KIRMIZI DERİ





şimdi bazı senaryo çatlaklarına gelirsek eğer: kötülük yapan her zengin aile batmaz sevgili senarist ablalarımız ece yörenç ve melek gençoğlu(o sadece latin amerika dizilerinde olur). sinanerlere asla dokunmamalıydınız. konu bulamamaktan oluşan bet bir olay batmaları. şebnem dönmez'in ise irileşen vücuduyla artık guest starring olarak dizilere dahil olması profesyonelce. biliyorsunuz ece-melek bir karakteri diziye soktu mu onu ömür boyu çıkarmıyor. iyi ki melda denen bu vamp kadın konuk oyuncu olarak tanıtıldı yoksa saçma sapan bölüm öykülerine sahip olacaktı ana konusu bitince. bu arada dizi sektörümüzde kırmızı derinin tek vamplık göstergesi olması utanç verici. neyse sinanerler konusunda başka bozulduğum bir konu ise barış'ın suç işlerine bulaşması. kolundaki, melda'nın fark ettiği yağ iziydi büyük ihtimalle. arabayı bozdu sonrada taksiyle olay yerine geri döndü. burak çatalcalı'nın ferhat olayını araştırmasından kıllandı herhalde. buradan ferhat'ı da barış'ın öldürmesi ihtimali ortaya çıkıyor. eğer böyleyse büyük bir hata var. barış'ın ormandaki o geceki flashbackinde arkadan arabayla burak geçiyordu ve biz bunu gördük. eğer ferhat'ı barış öldürdüyse o flashbackte burak geçmemeliydi ÇÜNKÜ BİR UYDURMA oluyor bu durumda flashback. diğer durumda burak çatalcalının arabasında ferhat'ı vuran silah bulundu. onu oraya koyma ihtimali olanlar sami-barış-güney ya da burak ormanda buldu koydu. bunun dışında zaten en büyük soru: neden ortada bir gizem varken yeni birisini ortaya atıyorsunuz. dizideki insanlar öğrenmese bile ferhat vurulduktan sonraki bölümde, hadi hastanede katil güney sanarak bitirdik ondan bir sonraki bölümde esas katil ortaya çıkmalıydı çünkü ferhat'ın vurulma bölümünden uzaklaştıkça kim vurdu haberinin değeri azalıyor.

katil kim konusunda ters köşe yapmaya çalışıyorlar ama ters köşenin zamanı geçecek haberleri yok.
sonuç olarak bu bölüm handan-ebru-gülten sahnesi dışında ve cemre'nin dark side'a geçmesinin habercisi kleptomanisinin geri dönmesi dışında pek önemli bir şey yoktu. gerisi kuru gürültü.

4 Aralık 2012 Salı

ivy dickens bir kurt mu yoksa kuzu mu?




finale 3 kala dolu dolu, tam bir gossip girl bölümü izledik. bu bölümün en öne çıkan ismi tabii ki de ivy dickenstı. sezon başında onu neden sevmediğimi düşündüğümü anladım. lily'i çok severim hepiniz bilirsiniz ve galiba ben ivy ona saldırdığı için kendimi ondan nefret etmeye programlamıştım. ancak ben geldiği ilk günden beri ivy'i seviyordum. bu mekanizma daha fazla çalışmadı ve bir kaç bölümdür ivy'e kollarımı açtım biliyorsunuz. üstelik ben ivy'nin neden lily'e kötülük yaptığını da biliyorum. zavallım en başından beri bizimkileri seviyordu. lily'e de bir bölüm 'tek istediğim senin sevgini tekrar geri kazanmak' demişti, lolaya da 'van der woodsenler benim için aile tanımına uyan tek insanlar' demişti. sevginin karşısında gelen sevgisizliğe tepki olarak yapılan kötülükleri bilirim ve hiçte kurt kötülükleri değildir. ivy dickens bir kuzudur ancak tabii ki siyah kuzudur. üstelik hepimizin anladığı üzere ivy, william tarafından da kullanılıyor bu da finalde ivy'nin bizimkilerin tarafına geçeceğini gösterir. salak rufus sayesinde kanıtları da kaybettik nasıl olsa. bu arada bart bass tam bir ulukurt, sauron. lily'nin kocasına dönmesini desteklemiştim ama artık bart'ın geri geldiği cehenneme dönmesi gerek.




veeee sonunda blairciğim başarılı oldu. üstelik serenayla da barıştılar. tek sıkıcı konu chuck'ın onu yeniden yarı yolda bırakması. çok üzülüyorum onlar için hele hele 9.bölüm fragmanını izledikten sonra-spoiler vermeyeceğim-. bu arada blair kendi tasarladığı kıyafetleri sergileme gecesinde dünyanın en şık kadını olabilir. sizinde yukarıda görebileceğiniz gibi harikaydı. en beğendiğim tarzlardan biri olan saçını tek tarafta toplaması da çok yakışmış.





çok seviniyordum bunların tekrar bir arada olmasına ama dan'in serena bölümünü yazmak için yaptığını öğrenmek biraz üzücü oldu. ama ben dan'e hiç kızamıyorum nedense. gerçi mantıklı düşününce çok damdan düşer gibi olmuştu bu aşkın yeniden alevlenmesi. bu kadar hızlı olması gerçek olmadığının kanıtıydı. dan'e kızamasam da serena'nın çok mutlu olmasını istiyorum, onu harcatmam söyleyeyim.


finale 3 kala çok iyi bir bölüm sundular bize. kalan son 3 bölüm daha iyi olacak eminim.

2 Aralık 2012 Pazar

adanın öbür tarafı


fark ettim ki ben hep aynı dizilerden bahsediyorum. kuzey sawyer, güney jack ve cemre de kate olmuş çıkmış ancak artık zaman adanın öteki tarafındakilerle yani izlediğim ve aşina olduğum diğer dizilerle ilgilenme zamanı.







ilk olarak atv de pazartesiden, karadayıdan başlamak istiyorum. tamam kenan yakışıklı, çetin tekindor iyi oynuyor ancak bergüzar korel'in betliği dizinin genel havasını kasvete bürümüş durumda. ve ayrıca çok merak ettiğim bir konu çetin tekindor hapisten çıkınca nasıl devam edecek dizi? çünkü dizinin başka bir olayı yok.
kanal d de ise pazartesileri bir ömürdür arka sokaklar vardı. ancak bir konsept değişikliğine giderek kanal d kendi içinde günün tarzını değiştirerek yalan dünyayı hafta başına koydu. nurhayat, açılay, çağatay, tülay ve zerrin gibi bombalardan sonra nurhayatın abisini de dahil ederek geniş bir güldürü malzemesi havuzuna sahip oldu. aslında yalan dünyayı çok sevebilirdim ama sırf 'sadece avrupa yakası seyrediyorum' cular yalan dünyaya sardıkları için sadece biraz seviyorum.



salıları ise atv de yeni başlayan ve beni müptelası eden benim için üzülme var. fragmanlarını gördüğümde 'ay hiç sevmem fakir fakir dizileri' demiştim ama pekte öyle fakir fakir bir dizi olmadığını anladım. yalnız merak ettiğim dizinin ilk bölümünde vurulan ve ikinci bölümünde ölen ahmet ile ilgili tantananın baya abartılması. fulya zenginer artık tam bir esas oldu yalnız tansel öngel biraz dizideki diğer erkeklere göre geri kalıyor. çağlar ertuğrul ekranların yeni yeni golden boyu ancak biraz mimiksiz. öykü çelik bu dizi ile iyi bir şans yakaladı. selin şekerci'nin canlandırdığı karakter ise çok deli bakıyor korkuyorum. bu dizinin bir problemi de pilotun biraz karışık olmasıydı. yani game of thrones tarzı karışık aile ilişkileri biraz bizim izleyicilerimiz için zordu. ancak en sevdiğimiz şey olan ajitasyonun dozu yerinde olduğu için çabuk ısındık. birde bu dizi ile ilgili tespitim anaerkil aile düzeni ve esas kızımızın kimliği yüzünden ötekileştirilmemesi.
salı ise kanal d ikinci sezon dağılan konusunu ve tarzını toparlamaya çalışan öyle bir geçer zaman ki ile ekranda. mete ve osman'ın ikisininde aşık oldukları kızın ülkücü abisini tuttum ben ancak fazla beyaz yüzü ve kendine beş beden büyük ceketleri ile olgun sevgilisi beni korkutmuyor değil. bunun dışında dizide mete-ayça-osman aşk üçgeni, berrinin betlikleri, canım ciğerim hakanın maceraları, soner-dadı aşkı filizleri, hasefe ananın ölümü yenen kişiliği, cemile'nin yeni avını-arif-de diğer erkekler gibi ölüme gün be gün yaklaştırması ve carolin'in tanrısal karakterliğini taçlandırması gibi şeyler var ama ben pek öyle eskisi gibi zevkle izlemiyorum artık.
yanlış hatırlamıyorsam hayatımın rolü de salıydı. yakında bitecekmiş ve ben onunda biteceğini daha başlamadan söylemiştim. bazı yapımcılar fazla mı iyimser yoksa bu işi hiç mi bilmiyorlar onu anlamadım.
ustura kemal ise herhalde insanların ulusalcı duygularını tetikliyor çünkü naz elmas'ın normal karakterleri canlandırırken bile betlettiği dizilerin yanında artık modası geçmiş rum karakter rolü ile nasıl bu dizinin devam ettiğini anlamıyorum.



çarşambaları ise biliyorsunuz ben kuzey güney izliyorum, dahası kitleniyorum. ancak muhteşem yüzyıl da gözümden kaçmıyor değil. bu aralar tarihi olaylardan kurgulanan dizimiz pek popüler hemde. neyse hürrem-firuze çekişmesi baya sıktı hak verirsiniz ki. galiba bu haftaki bölümde hürrem onunda icabına bakacak. pargalı da eskisi kadar lokomotif bir karakter değil, sadece zamanının dolmasını bekliyor ki bence çoktan doldu.
pis yedili desen tamamen bir kafa boşaltıcı bu yüzden onu çok seviyorum çünkü izlerken gerçek anlamda hiçbir şey düşünemiyorsunuz.




perşembeleri ise cumanın eski yıldızı kayıp şehir var. valla ben bu diziyi çok seviyorum ancak buradan senaristlerine seslenmek istiyorum: biliyorum toplumsal sorunlara parmak basmak istiyorsunuz ama böyle hepsini de lönk diye sırayla karşımıza çıkarmayın. trans bireylerin uğradığı ayrımcılıktan göçe, ensestten afrikadaki çocuk askerlere, fazla mesai ücretlerinden hafiften hafiften hissettirilen terörde madalyonun öbür yüzüne ve abimin tahminiyle büyük ihtimalle dedenin 6-7 eylül olayları ile ilişkisi çıkmasına oradan türbana kadar geniş bir yelpazesi var dizinin. tamam izlemesi çok keyifli de mesela hani bir bölümü sadece bir olaya ayırabilirler böyle hepsi aynı anda ağır geliyor ama yine de çok çok iyi bir dizi. benim özel olarak hayran olduğum insanlar listesinde olan gökçe bahadır'ın performansı ise resmen dillere destan. tam bir tanrısal karakter. üstelik perşembeleri yayınlanan ve fahriye evcen'in bir hizmetçiyi canlandırdığı dönem dizisi veda'nın da bitmesi ile-veda için ben yeni yıla doğru ve ya yeni yıldan sonra bitecek demiştim-  gününe geçerek leyla-nejla savaşının galibi olduğunu göstermiştir canım gökçe bahadırcım. 
umutsuz ev kadınları desen tamam iyi hoşta sahneler çok uzuyor. izlemesi yoruyor insanı. perşembenin bu iki buram buram 'kadın' kokan dizisinin durumları, beren saat'in intikam'ının perşembeye gelmesi ile ne olur bilmem. ikisinden birisinin biteceği kesin belki de başka bir çözüm bulurlar bilmiyorum ama ben duygusal olarak umutsuz ev kadınlarının biteceğini düşünüyorum. ancak mantığım devreye girdi mi kayıp şehir gider diyorum-ki bunu hiç istemiyorum- ama biterse de kayıp şehir oyuncularının cvsinde kesinlikle altın bir yer edecek. belki ben bilmem eşim bilir belası biter de kayıp şehir cumartesiye, umutsuz ev kadınları da esas gününe pazara geçer.
starda ise fazla uzun sürmeyeceğini önceden söylediğim ancak tahmin ettiğimden daha uzun süren ağır roman yeni dünya var perşembeleri. ilk insanların hikayelerinden kesitler sunuyor bize bu yapımda. kadın-erkek iş bölümü, doğru düzgün kimsenin bir mesleği de yok e zaten kanun düzende yok sözde iyilerimiz adam kaçırarak zenginden fakire falan vererek boş vakitlerini dolduruyorlar. yakında ateşi bulacaklar ki ben buldukları bölüm final yapacaklarını düşünüyorum.
kurtlar vadisi pusu da tam gaz devam. şuan ne işliyorlar bilmiyorum ama bu kadar senede ne illuminati kalır ne tarikat ne derin devlet.



huzur sokağı ile ilgili 'tutmaz ama ilk elemelerde gitmez' demiştim ancak belli ki sezonu çıkaracak ama yine de ben ikinci sezonun biraz zorlanma olacağını düşünüyorum. şükran fazla iyi(yalnız sinem öztürk çok iyi seçim rol için), kutsinin bulunmaz hint kumaşı olmadığı-buradan birbirinin zıttı gibi gösterilen onu paylaşamayan feyza ve şükran'a sesleniyorum aslında en temelde, öncelikle insan sonra kadın olduğunuz için birbirinizden ayrışamazsınız-, güven hokna'nın zevkle izlettirdiği, selin demiratar'ın bunca yıldır hırtlığından başka bir şeyini geliştirmediğini gördüğümüz ve yeşim salkım'ın yüzünden şer akarcasına kötülük yaptığı(bir bölümde haç kolyesi taktığını düşünürsek dizinin evreninde ne kadar kötü olduğunu anlarız) alternatif bir dizi olarak cumaları atv de seyircilerini bekliyor huzur sokağı.
show tv de ise cumaları emir'in yolu, çağatay ulusoy'un 5-10 yaş arası hayranlarını beklemekte.
arka sokaklar ise yeni gününde her türlü suçu çözmeye devam etmekte.




birde cumartesilerinin kalitesiyle gün aşırı yayınlanan beni affet ve deniz yıldızının da gerisinde olan atv dizisi alev alev var. takılarının %90 indirime girdiği zamanda euromodadan alındığı(ki euromoda hep %50 indirimde), kadın karakterlerinin abiye giydiği zaman ortamın zevksiz mezuniyet balolarına döndüğü paçozluk ötesi bir dizi alev alev. yani hande soral'ın dünyanın en fakir insanını canlandırdığı küçük kadınlarda bile giydiklerinin maliyeti daha fazladır. çeken ekibin kötülüğünden midir nedir oyuncuların hepsi de çok kötü oynuyor bir de buna tülin oral'ın aşırı teatrel halleri eklenince(ki tv dizilerinde teatrel oyunculuk hiç inandırıcı değil bence. yıldız kenter de bu yüzden ekran yüzü olamayanlardan) dizi sadece izleyip gülmek isteyenler için yerli yerinde. 
başka ne vardı cumartesi? haaa eskiden favori cumartesi dizim lale devri vardı. serenay sarıkaya'nın kendi sesinden 'yalnızlık senfonisi' şarkısını dinlediğimiz son bölümünden sonra oda bitti(yeşim öldükten sonra o diziyi var saymadığımı biliyorsunuz değil mi?)



yaklaşık bir kaç saat önce ise suskunlar pazar ekranındaki yolculuğuna veda etti. ecevit'in ölümü de çok tanıdıktı. ikinci sezonun biraz zorlama ilerlediğini daha önce dile getirmiştim. bir de ben suskunlardaki ecevit ve bilal'in takındığı drama queen triplerini sevmiyorum. önce uçurum sonra suskunlar umarım kayıp şehir de bitmez ve son alternatif dizimizi de kaybetmeyiz.
bir de krem var pazarları denk gelince bile tansiyonum düşüyor, izlesem ne olurum bilmiyorum

adanın öbür tarafında işler böyle gidiyor. bakalım reyting ölçüm cihazı black smoke hangilerini ekranlardan silecek?

29 Kasım 2012 Perşembe

kuzey güney: rise of güney tekinoğlu




kuzey-güney kardeşler yüzünden zaten pekte sağlam olmayan dengem iyice şaştı. bir bölüm güneyci öbür bölüm kuzeyci sonra tekrar güneyci olmaktan yoruldum. kuzeyin azgın dalgaları gözüme batacak derecede itlikler yaparken güney ise sakin ve sıcak sularında ağır ağır mantıklı bir şekilde yürüyor.
bu arada buradan senaristlere seslenmek istiyorum: iki erkek kardeş arasındaki anlaşmazlık her bir araya geldiklerinde itiş kakış yapmalarına sebep olmaz. ayrıca kuzey gibi tek yönlü bir insanın hiç delikanlı olmadığını sadece kuru gürültü yaptığını hepimiz biliyoruz. delikanlılık kardeşini silmek, herkesin yanında onun lafını etmek değildir. aralarındaki cemre olayını geçtim kuzey'in aslında izlerken güldüğümüz eğlendiğimiz sahneleri gerçek hayatta çekilmeyecek türdendir ve kimse etrafında öyle bir insan istemez özellikle italyada moda tasarımı okuyanlar( bu lafım sanaydı zeynep tabi anlayana ). başa bela bir eş, saplantılı bir eski sevgili ve kuzey için her şeyi yapabilecek ona aşık evli bir kadından sonra şimdi birde hizmetçileri ile yüz göz olmuş seçkin bir kadın gibi gösterilmeye çalışılan ama azgın bir milf olduğu her halinden belli bir galeri sahibi olcay denen kadın musallat oldu kuzeye (bu arada kuzeyin bardaki halleri nasıl bir zavallı olduğunun kanıtı değil mi?). ohhh senaristler ohhh seksist olmak çok güzel ha? cemre seks yapmak için kuzeyi beklemek zorundayken kuzey önüne gelenle yatsın kalksın. nasıl olsa toplum bunu destekliyor gelsin reytingler gelsin. bir kaç bölüm önce kuzey benim nikaha ihtiyacım yok demişti. bir erkek olarak bunu söylemesini eminim yürü be koçum nidalarını yükseltmek için yaptınız ama daha önceki yaprak dökümü dizinizde benim nikaha ihtiyacım yok diyen iki kadın yani leyla ve ferhunde izleyiciler tarafından hep ahlaksızlıkla suçlandılar.


 şimdi kuzeyin doğum günü ya 23 kasım, umarım senaristler aynı zamanda simay ile evlilik yıl dönümü olduğunu unutmazlar. neyse ben simay-güney ilişkisinden çok umutluyum. gerçekten ikisinin yaptıklarının tadı damağımızda kalacak. aralarında gerçek bir uyum, çekim var. bakalım ne zaman olacak deyip heyecanla bekliyoruz. bu arada handan hanımın tanıtım fragmanındaki sahnesi oldu. tabii ki fragmandaki aynı sahne değildi ama çok benzeriydi. güney-simay resminden sonra öbür kareye geçersek kuzey'in nasıl bir hayvan olduğunu anlarız. fotoğrafa bakarken aklımda beliren tek şey güney-simay ilişkisinin bütün bunların intikamını alacağı. ve buradan cemre ve zeynep'e seslenmek istiyorum: kuzey belirli bir yakınlık derecesini geçtiği kadınlara böyle davranıyor kızlar. e ne yapsın o andaval babasından böyle görmüş. hadi simay ucuz kurtuldu ama siz ömrünüzün geri kalanını handan hanım olarak geçirmek istiyorsanız buyurun catfight'a devam.




sinaner kısmını en sona ayırdım çünkü en zevklisi onlar. işte bu sahneden sonra güneyci olmaya çok daha yaklaştım. cemreye her fırsatta aşkını söylemesi kuzey gibi bir ezik olmadığının kanıtı. beni herkesin cemreye aşık olmasından daha mutlu ne edebilir? bu arada cemre'nin aile yemeğinde banu'nun 'barış ve canın asistanı olarak mı şirkette çalışacaksın?' demesi üzerine 'seninde dediğin gibi ben artık cemre hakmen'im şirketimiz için çalışacağım' demesi mü-kem-mel-di. e gelin kaynanasına benzermiş. barış'ın da çok hoşuna gitti böyle demesi zaten can ile o bakışmalarını kaçırmadım. ya barış o kadar cool bir adam ki, hem cemreyi banu ve ebru hanıma ezdirmiyor hem de cemre'nin onları nakavt etmesi resmen barış'ın hoşuna gidiyor. yalnız barış cool broluğunu cemre'nin ilk gece aynı odaya gidecekleri korkusuyla yukarı çıkarken 'sen şu odaya' demesiyle taçlandırdı. hele hele şirkette kuzeye çektiği ayar harikaydı. ee kimin oğlu ebru sinaner'in soğuk taş kalbinden parçalar taşıyor oda. bu arada burak çatalcalı olayından bıktım. şu katil kim olayı da kabak tadı verdi. resmen o sahneler çıktığında muhteşem yüzyılı açmak istiyorum-ama açmıyorum çünkü oda psikolojimi kötü etkiliyor, bir sahne bile izlesem kendimi sarayda hissediyorum-. ayrıca kuzey-burak ittifakı çok saçma değil mi? ben bu yaşıma kadar bir sürü insanla o ya da bu şekilde karşı karşıya geldim asla gidip kimseye gel onlara karşı birlik olarak demedim yani. ayrıca kuzey, sinaner şirketinde güvenlik sayısının arttırılmasından başka bir işe yaramaz. ha bir de kuzey ile ayrılmasından sonra aylardır seks diye inleyen zeynep belki hem burak çatalcalıyı hem kuzeyi yatağa atar. bu arada bölümlerdir kayıp olan, ferhat'ın seçilmişi sümer'in sonunda nerede olduğunu öğrendik. zavallım ferhat'ın ölümünden kalan pislikleri temizliyormuş. ya madem doğru düzgün rol bulamayacaksınız niye tekrar dahil ediyorsunuz simay-sümer davası bittikten sonra diziye ha?

neyse ben galiba artık güneyciyim, kuzeyden hevesimi aldım.

28 Kasım 2012 Çarşamba

sanatsever upper east sidelılar


biliyorum gossip girl'ün 6.sezon 6.bölümü hakkındaki yazım için biraz geç kaldım ama tek yaptığım şey dizi izlemek değil. başka şeylerde var hayatımda ve siz benim neler çektiğimi nereden bileceksiniz demek istiyorum.


YUKARI DOĞU YAKASI İÇİN SANAT=ENTRİKA




eski sanatçıların eserlerinin para yapmadığı dönemlerden sonra günümüz yaratıcılarının eserlerinin sanat değeri dışında kartvizit ve entrika aracı olarak kullanılması en sevdiğimiz yukarı doğu yakalıların en seçkin huylarından biri. lily'nin sevgili tablosu bart'ın kirli işlerini saklamasıyla chuck'ı tabloyu ele geçirmek için açık arttırmaya soktu. lily-chuck-ivy açık arttırma sahnesi çok eğlenceliydi. ancak size daha önce söylediğim gibi ivy'i saf bir kötü yapmaları biraz senaryo kusuru ki zaten böyle olmadığını ivy'nin telefonda çoğunuzun lola sandığı ama aslında doktor van der woodsenla konuşmasından oynadığı role artık dayanamıyorum demesi onun saf kötü olmadığının kanıtıydı. bu arada ivy'nin rufusla olan ilişkisinin bir fail olduğunu düşünüyorum. cvsi için kötü bir referans rufus ilişkisi. çünkü rufus'un pilot bölümdeki boynuna taktığı deri parçasını unutamıyorum. bir de lily'nin en güzel tablosu bölümde bahsi geçen değil, girişteki prada yazanı.



MODADA GÜNAH ÇAĞI





gossip girl biliyorsunuz ki format olarak başka dizilere, televizyon programlarına, sinemaya(gossip girl'ün her bir bölümünün ismi bir filmin isminde, bölüm içeriği ile ilgili kelime oyunu yapılarak oluşturuluyor) politikaya, dine, edebiyata falan açık açık gönderme yapan bir dizi. kendi içinde hepsi fenomen olan karakterleri ve temsil ettiği şeyler açısından benim için kült bir dizi. ve bu kültlüğünü artık başka olgulara gönderme yapmasının dışında kendi geçmiş bölümlerine de gönderme yapmaya başlayarak kanıtladı. bizimkiler lisedeyken masumiyet çağını sahnelemişlerdi hatırlarsınız-ki bu bana sürpriz oldu çünkü şuan masumiyet çağını okuyorum-. nelly yuki, yaşlı bayan mingott rolündeydi. blair'in o nelly yuki'nin yaşlı bayan mingott kılığındaki fotoğrafları ile ona şantaj yapması çok güzel bir ayrıntıydı. ayrıca genel olarak göndermelerin çoğunu yapan blair'in jenny ve vanessayı bize hatırlatması da gayet güzeldi. blair şimdi moda dünyasındaki hayatına lisedeki zorbalığı ile devam edecek. ancak ben blair'in lise üniformasını temel alarak yeni bir koleksiyon oluşturmasını çok bayat bir fikir olarak buldum. zaten liselerde herkes o üniformayı istediği gibi kombinleyerek bir moda oluşturuyorlar. ve bunu lisede okumayan insanlar tarafından giyilmesi biraz o lisenin bitimi ile başlayan gerçek hayat olgusunu zayıflatır. ama bizim ülkemizde o koleksiyon tutabilir. nasıl olsa artık okul üniforması bu eyalette kalkmış durumda. hazır bahsi geçmişken ben bunun çok saçma olduğunu düşünüyorum çünkü okul üniforması gayet şık bir şey ayrıca ben lisedeyken o üniformayı istediğim aksesuarlarla süsleyerek gayet tarz bir hale getiriyordum. günümüz öğrencilerinin elinden bunun alınmasını istemezdim doğrusu.



PRENSES ELEKTRA VESPALI PRENSİNE KAVUŞTU




hepimiz serena'nın elektra kompleksi olduğunu ama bundan daha büyük saplantısının vespalı erkeklerle yatmak olduğunu biliyoruz. dan ve serena arasında bu bölüm yaşananlarda ikisinin ilk randevularına göndermeler taşıyordu-vespa, bilardo, ördek yemeği-. ayrı ayrı pamuklara sarmak istediğim ama artık birlikte olmalarını istemediğim chuck ve blairden sonra dan-serena gerçekten çok iyi geliyor. dizide daha önce bir çok asansörde kalma olayı oldu(serena-dan vol.1, serena-blair, blair-dan, serena-dan vol.2) yine bize onları hatırlatan güzel bir asansörde kalma olayı oldu dan ve serena arasında. final sezonu gerçekten 'son' olmasının hakkını veriyor. bize geçmiş bölümlerin önemli sahnelerine doğru küçük yolculuklar yaptırıyor. final sezonunun 8.bölümde ise bir thanksgiving konsepti ile karşımızda olacaklar, heyecanla bekliyoruz-biliyorsunuz ki yukarı doğu yakasında thanksgiving aile bağlılığı, bir araya gelme filan değildir, en kirli sırların ortaya çıkmasıdır-.


gossip girl kimine göre çok dallanıp budaklanmış olaylar zinciri içinde olabilir. ancak dizi belirli bir hatta ilerliyor ve kesinlikle senaristler bizim senaristlerimizin yaptığı gibi nabza göre şerbet vermiyorlar. ana çizgiden asla çıkmadı gossip girl. başlarını izleyip dan ile blair'in olduğunu duyunca 'iyi ki bırakmışım' diyenler izlemedikleri için o yumuşak geçişleri asla göremediler. ki dan-blair ilişkisi sezon 1 bölüm 4 ten beri düşünülen ancak sezon 3'ün sonunda hissettirilip sezon 4'ün ikinci yarısı bir şeyler olan ve esasen sezon 5 te gerçekleşen bir şeydi. ayrılık vakti yaklaştıkça hepsini daha çok seviyorum ve finale yaklaştıkça gerçekten büyük bir son olacağını düşünüyorum.

22 Kasım 2012 Perşembe

kuzey tekinoğlu nasıl Viktor Navorski oldu?




tom hanks'in terminal filmini izleyenler bilir, tom hanks yani viktor navorski hava alanında sıkışıp kalmıştır. kuzey güney de bu bölüm hava alanı konseptinde karşımızdaydı. kuzey'in hava alanına gidişi bile o kadar uzun sürdü ki sakalları uzadı. bölümlerde konsept belirlenmesi olayını çok severim. 50.bölüm için de çok hoş bir temaydı. geçen bölüm hakkında bana söylediklerimi bütün cephelerde yutturdu kuzey güney. ama ben bunun için mutluyum çünkü çok iyi bir bölüm izledik.

CEMRE'NİN BERLİNDE DIMDIZLAK KALMASINA RAMAK KALA



bir an cemre yapayalnız berlinlere gidecek diye yüreğim hop hop etti. birbirlerini bulup kavuşamamalarına ise çok sevindim. kuzey mantıklı şeylerle karşımızdaydı bu bölüm. üstelik geçen bölüm kuzey, güney'e küfrettikçe içimde kabaran güney sevgisi, kuzey'in güney kendisine borçlu olsun diye hapse girdiğini itiraf etmesiyle söndü. yeniden kuzeyci oldum. kuzey'in yurt dışına çıkma olayının imkansız olduğunu söylemiştim geçen yazımda ki senaristlerde bunu bize bu bölüm gösterdiler. ve yine mükemmel tahmin yeteneğim sayesinde taa sezon başında demet ile şeref arasında bir şeyler olacağını anlamış ve sizinle paylaşmıştım. artık bu bölümden sonra bu konuda hepimiz hem fikiriz değil mi? şu taksici ise baya iyiydi, oturduğumuz yerde güldürdü kerata.


AVA GİDEN AVLANIR




geçen bölüm zeynep, simay'ı arayınca iş birliği falan yapacaklar diye ödüm koptu. ama simay o gerzeğe ağzının payını verdi. onu bin beter etti. ya sen kendini ferhunde mi zannediyorsun zeynep? insanları yönlendirebileceğini mi zannediyorsun? üstelik karşında simay gibi bir efsane varken. valla yüzümü kara çıkarmadın simay. her şey bittikten sonra boşan kuzeyden de senle ben nikahı basalım. ha düğünde olur benim ilk evliliğim olacak. bir düğün hevesim var, seninde ikinci düğüne hayır diyeceğini sanmıyorum.


GELİN KISMETİYLE GELİRMİŞ





sinaner cephesinde ise cemre'nin evliliği uğurlu gelmiş, banu hamile kalmıştır. yalnız son bir kaç bölümdür içimde büyüyen banu sevgisi yüzünden güney'in bebekleri olacağına sevinmemesi beni ondan soğutmuştur. geçen bölüm sempatimi kazanmıştı halbuki güneyciğim. bebek haberi karşısında köşke yamanmak için hiç bir fırsatı kaçırmayan handan hanımın 'ona ben koklaya koklaya bakacağım' bık bıkları gözümden kaçmadı. bir de ebru hanıma sarıldı ama ebru sinanerciğim ona sarılmadı ya orada koptum. ama bana ilginç gelen ebru sinaner'in bu bölüm çok iyi olmasıydı. bebek haberine bile sevindi ki ben onun sevinmek gibi duyguları olduğunu bilmiyordum. o sadece birilerine kötülük yaptığında zafer ifadesi takınırdı. barışçığım desen yürekleri dağladı. gülten hanımın hayriye hanımı geçen boşboğazlığı sayesinde cemre'nin peşine düşmüştü ki vazgeçti(sözünü ettiğim hayriye hanımın boşboğazlığı leyla, nazmi ile nişanlıyken ferhunde'nin çantacısı gülşen'e nazmi'nin doktorluğu ile hava atmak isterken nazmi'nin adres bilgilerini vererek ferhunde'nin ona ulaşmasını sağlamış, leyla'nın geleceğini batırmıştır). koskoca barış hakmen böyle varoş varoş şeylerle uğraşır mı zaten ya. bir de cemre'nin teknede söylediklerinin sebebinin kuzey olduğunu anlayınca cemreyi de anladı, klasını konuşturdu ve onu serbest bıraktı. ama cemre benim dizilerde en çok sevdiğim şey olan KOCASINA DÖNME eylemini gerçekleşti. barış ile ikisinin iyi bir ikili olduğunu düşünüyorum üstelik ben. ve cemre artık cemre hakmen olduğunu kabul etti. birlikte aile yemeği de yediler. hepsini ziyagil tarzı aynı masada gördüm ya tamam bana karada ölüm yok. bu arada mahallenin yarısı sinaner köşkünde ha-cemre, güney, handan hanım-. yakında ebru sinaner de hüssükle evlenirse hiç şaşırmam.

50.bölüm olmasının hakkını veren kuzey güney, cemre-kuzey gerilimini açısından doyurucu bir bölümle karşımıza çıktı. ama bölümün yıldızları zeynep'i alev alev yakan simay ve cemreyi serbest bırakması ile asaletini gösteren barış hakmendi. ikisininde evimin ferdi olmasını istiyorum. barış paris'e filan götürür, sınırsız alışveriş yapsam gıkı çıkmaz. simay desen türk kahvesi yapmayı biliyor üstelik onunla aynı evde olunca herkesin ne yaptığını öğreniyorsun, çünkü simay her şeyi bilir, duyar ve görür. bir de gülten hanım ev arkadaşım olsun isterdim. onunla da kahvaltıda müge anlı izleyip, simay'ın yaptığı kahveleri içerken bugün ne giysem'e bakıp akşam yemeğinde de esra erol izlerdik. bu sırada barışta sinaner holding'e gidip geleceğimizi güney'e kaptırmamak için sahte imzalarla bütün hisseleri ele geçirir filan. aslında ebru sinaner, cemre ve kuzey de favorilerimden biliyorsunuz. ama onlarla yaşanmaz. evde ebru sinaner varken her an öldürülme tehlikesiyle, kuzey'in ise çat çut lan man ları ve sürekli takındığı sinirli surat ifadesi ile kendi evimde diken üstünde oturmak istemem. cemreyi istemememin sebebi ise onu düşündüğümden. hazır köşke yerleşmişken rahatını bozmak istemem-evet köşkte yaşamıyorum-. kızcağız biraz pırlantalar içine girsin bolluk sürsün (üçüncü kez ferhunde'den alıntı yapıyorum hadi hayırlısı).
neyse ben büyük bir keyifle izledim. artık bundan sonra kuzey güney bitse sinaner köşkü diye bir spin-off başlatsalar hiç üzülmem-ki köşk çok entrikalı olacak artık-. aşkım simay ise nasıl olsa oraya girmenin de bir yolunu bulur ondan da mahrum kalmam.
yazımı fark ettiğim bir şey ile bitirmek istiyorum. belki bunu daha önce başkaları fark etmiştir ama ben kimseden duymadım. kuzey ile güney küçükken sami pisliğinin handan hanımı dövdüğü bir flashback var. orada kuzey artık babası annesini dövmesin diye cam bir şey kırıp güney'in alnına batırmış sonra da kendi çenesine batırmıştı (tartışmasız en iyi sahnelerdendi). sonra çocukları kan içinde görünce sami, gülten hanımı dövmeyi bırakmıştı. kuzey güney'in jeneriğinde ise en son kuzey güney yazısı gelince arkadan bir cam parçası gelip kuzey yazısını aşağıdan, güney yazısını ise yukarıdan kesiyordu. bilmiyorum tesadüf mü ama eğer o çocukluktan kalan kuzeyin çenesindeki ve güneyin alnındaki yaraya göndermeyse bravo diyorum ve jenerikteki o anı koyarak yazımı noktalıyorum.


21 Kasım 2012 Çarşamba

upper east side da hiç bir katilyon skandalsız geçmez



NATE'İN ÜÇÜNCÜ KEZ SOSYETEYE TAKDİMİ




gossip girl de katilyon bölümlerini hep çok sevmişimdir. bu bölüm diğer iki katilyon bölümü kadar harika olmasa da 6.sezon içerisinde şimdiye kadar yayınlanan en iyi bölümdü.
baştan söyleyeyim blair hiç güzel kıyafetler tasarlamıyor. şu sage'in üstündeki perde ne ya? gerçi sage'in biçimsiz aşırı minik hatları da elbisenin böyle durmasını sağlamış olabilir. zira bu biçimsizlik onda genetik. babası steven da da bir biçimsizlik söz konusu. aynı perde-aman elbise- serena'nın üstünde olsa eminin harika olacaktı. gerçi o tuvalet kağıdını sarsa harika olur. neyse nate ise üçüncü kez katilyonda birinin kavalyesi oluyor. zaten yakışıklılığı dışında hiç bir vasfının olmadığını düşünürsek onun için en uygun sahneler çanta gibi dolandığı sahneler.

DUYGUSAL ANLAR




serena ve blair'in kısa süren barışmaları ise gözlerimizden yaşlar akmasına sebep oldu. normal bir gossip girl sezonunda serena ve blair eğer sezona araları bozuk başlamışlarsa 5.bölüme kadar bir kez barışıp tekrar aralarının bozulup yeniden barışmaları gerekirdi. biz daha son aşamaya gelemedik ama ikinci kez araları bozuldu. bu arada dan'in blair'i serena ile aldattığının ortaya çıkmasına çok sevindim. uzayan sırların yeterince büyük olmadıkları zaman hemen ortaya çıkması taraftarıyım. gerçi sage'in oyunlarından bıktım. georgina da bana ulaş filan diyor. onun bu şeytanlık oyunları da sıktı. sonuçta sage, georgina'nın telefonunu çalıp yaptı bu işi. yani georgina intikam peşinde olmalıydı. biliyorum daha bitmedi ama ben steven'ın serenaya, nate'in de sage'e tekmeyi vurmasnını onları son kez görmemiz olmasını çok istedim.

YENİ ORTAKLIKLAR




zavallı ivy son sezon oldu bir türlü tam olarak senaryoya dahil edilemedi. ama ben bu sezonda bu kızı sevdiğime karar verdim. buna belki chuck ile olan ortaklığı etki etmiş olabilir. bu arada chuck ve blair'in kavuşamaması kokmadı mı artık? neyse güzelim ilişkiyi yapımcı ve senaristlerin reyting uğruna batırdıkları aklıma geldikçe sinirim bozuluyor.

WELCOME BACK SERENA&DAN



ne kadar özlediğimi fark etmemişim. bu bölüm dan-blair sahnelerinin eğlenceli ikili uyumu ve serena-dan ilişkisinin yeniden kıvılcımlanma sahneleri beni tatmin etti. blair ve dan birbirini daha tamamlar cinsteler, ikisinin arasında bir uyum var. yumuşak tabiatlı dan bu uyumda huzurlu, ancak acı çekmeyi seven blair tabii ki de onu darmadağın eden, kendisinin aynısı chuck'ı seviyor. aynı durum serena da da var. serena'nın tamamlayıcısı ise nate. ikisinde dan-blair uyumu var ancak serena da aynı blair ve sayısız kadın gibi uyumsuz olduğu kişiyi seviyor yani dan'i. ve söylemeliyim ki ben serena ve dan'i çok özlemişim.

finale beş kala önemli gelişmeler oldu. kimin kimle olacağı yavaş yavaş oturuyor. ama sakın güvenmeyin. gossip girl bu. beklenmedik bir crossing over olacaktır hatta belki eski bir cross yeniden alevlenecektir ha?

15 Kasım 2012 Perşembe

kuzey tutulması



twilight'ın gösterime girmesi yüzünden midir nedir yoksa salı günü olan güneş tutulması mı sebeptir bilemedim ama kuzey güney bu hafta tabana çok yakın bir bölümle karşımızdaydı.

bazı çıkarımlarım var. şimdi barış, cemreyi kuzeyin infazını yakmakla tehdit etti ya elinde kesin bir şey olmadan bu çok ucu açık bir tehdit değil mi? tamam ben barış ve cemre'nin evli kalmasından çok memnunum ama daha iyi bir olay bulabilirlerdi. üstelik cemre de ki bu 'sahteliğe katlanamıyorum' olayları nedir? banu ve güney ilk birlikte olmaya başladığında onlarla gayet takılıyordu, zeynep ile kuzey birlikteyken de kuzeyi ayartmaya çalışıyordu. ben büyük bir cemreciyim zaten bu özellikleri beni cemreci yaptı. şimdi hiç gururlu kız tavırlarına bürünmesin. üstelik cemre o mahalleden kurtulmak için zamanında 'geleceği parlak' güney'e yapışmış ondan umudu kesince de modelliğe soyunmuştu. yine yanlış anlaşılmasın ben cemreyi çok seviyorum ama biraz şu zengin hayatı sevdiğini gösterin bize ki karakter kırılması olmasın. bakın mesela gülten hanımda çok iyi yaptılar. bir paris'e tav oldu kadın. kesinlikle mükemmel bir sahneydi. sonrasında kafasında tüyle döndü zaten. barışcığım işi biliyor canım. onu da çok seviyorum. gittikçe daha iyi bir karakter oluyor. cemre'nin hala 'bu gerçek bir evlilik değil' diye diretmesi ise çok gurur kırıcı bir kadın için. ayrıca evlilik sadece cinsel birleşme değildir. bu kadar basite indirgemeyin. sevgili barışçığım düğünden bir gün sonra ne demişti? 'biz sarhoş olup geceyi birlikte geçirmedik cemre, biz evlendik' demişti. sinanerlerin aile yemeği harikaydı bu arada. 'sahte zengin' diye tanımlamıştım dizi ilk başladığında ancak hepsi teker teker beni utandırdılar. barış benim zaten hep sevdiğim karakter modeli olmuştur dizi evreninde. ebru sinaner desen kan donduran yapısıyla beni kendine aşık etti. ve artık bir kaç bölümdür içimde filizlenen başka bir şeyi size açıklayabilirim. nefret ettiğim banu sinaner cephesi benim için artık çok karizmatik. güney'in cemreyi sevdiğini kabullenip bunun üstesinden mükemmel bir şekilde geldi. gittikçe ağırlaşan rolü ve kıvama gelen mizacıyla banu sinaner'i artık seviyorum. küçük oyunlarla uğraşan aptal zengin kızı değil, her şeyin farkında olan karizmatik kötü zengin kızı oldu sonunda.
neyse zenginlerden bu kadar bahsetmek yeter. biraz mahalleye dönelim. şimdi şu infazını yakma tehdidine kuzey tarafından bakarsak bir büyük boşluk karşımıza çıkıyor. kuzey, şartlı tahliye olan birisi olarak nasıl yurt dışına vize alıyor? bir de umarım kuzey, sinanerlerin halka açılmasından hisse alarak faydalanmaz. şu güney'in hastanedeki tantanası hiç güzel değildi. karakterleri yabancılaştırmayın. ve her ne kadar sevmesem de kuzeyci olsam da, güney bu kadar kötü birisi değildi yani. o sakin bir yapıdaydı, kılkuyruk değildi kesinlikle. sonra handan hanımın sami gavatından kurtulduğuna çok sevindim. bir de şu herkesin etkilendiği kuzey-sami, baba-oğul sahnesi var. çok bayat değil miydi? yani hala çocuklarını aslında seven ama sert gözüken baba olayı mı kaldı ya? beni hiç etkilemedi. eminim insanları etkilemiştir, buna saygım var ancak dizinin çizdiği alternatif çizgiye göre sami bey asla yumuşamamalıydı. içinde tutmalıydı çocuklarına sevgisini. ayrıca burak çatalcalı'nın kucağında hastaneye giderken çocukların aklında değildi?. neyse zeynepten bahsedersek: ya böyle bir kız değildi bu. sahte sahte tavırlar yapacak birisi hiç değildi bu. cemre-kuzey durumunu fark ettiği ilk andan itibaren bunu söylemekten sakınmadı. şimdi ayrıca her ne kadar sevmesem de zeynep gibi donanımlı gibi bir kadın bu varoş insanlarla yaşadıklarından sonra 'amaaan bunları mı çekeceğim' deyip gitmeliydi. çünkü kuzey aşırı kültürlü, aşırı mükemmel biri değil ki içinde kalsın. şimdi bu ayrılık olayını saçma bir şekilde kaldıramadığını düşünürsek, kuzey saplantısınn tek sebebinin kuzey'in yatakta çok iyi olması olduğunu düşünebiliriz. her halde yakın arkadaş oldukları dönemde cemreye de anlattı ki kızcağız kuzeyde kuzey diyor başka bir şey demiyor. valla kuzey'e karşı aşk hayatındaki kadınlardan en iyi tutumu simaycığım gösterdi. her şeyi yaşadı. hiç bir şey kursağında kalmadı. ohh karısı da oldu kendine evde tutturdu. şimdi de onun nasıl bir 'hayat mahveden' olduğunu anladı bir tanem. ama simay konusunda hoşuma gitmeyen şeylerde oldu. zeynep'in nereden kötülük yapacağını şaşırmasının bir etkisi olarak simay'a ortaklık teklif edecek galiba. lütfen, bakın lütfen zeynep'e senaryoda yer bulmaya çalışmayın. aşk-ı memnu da elife yaptığınız gibi şutlayın. yani benim 10 yıl önce izlediğim, arkası yarın maria la del barrio da bile iki kötü kadın, soraya ve penelope bile ittifak yapmamıştı. şimdi sizin prime time da yayınlanan dizinizde mi bu olacak? ama ben simay'a güveniyorum. o paçozu kullanıp atar kesin. çünkü ikisinin amaçları farklı. zeynep, kuzey'i geri alıp sarı pipili, düzenli seks hayatına geri dönmek istiyor; simay ise genel bir intikam çabasında.
bu kadar kötü şey söyledikten sonra son sahneyi çok beğendiğimi söylemeliyim. gülten hanım'ın kuzey'e seslendiği sahne, fondaki müzik cemre için yeni bir kavşak habercisiydi. kapanışı çok beğendim.
bu bölüm yukarı doğru ivme gösteren karakterler: banu, barış, gülten hanım ve ebru sinaner(deri mini etekli takımı harikaydı.)
aşağı doğru ivme gösteren karakterler: cemre, sami, güney, zeynep(gerçi o dahil olduğu ilk bölümden beri aşağı doğru gidiyor, bundan sonra yukarı doğru ivme kazansa bile yine sonuncu olur.)
durduğu yerde duranlar: kuzey, burak çatalcalı ve simay(simay'a bayılıyorum ama kuru 'intikam alacağım' muhabbeti biraz bet. bu yüzden bir an önce büyük bombayı patlatsın, güney ile olayları başlasın istiyorum.)

kuzey güney tutulduğu bu olayların dallanıp budaklanması durumundan çıkıp toparlanma evresine geçsin. ayrıca katil kim oyunu çok sıktı. senaristlerimiz şüphe olayını beceremiyor. bence katil demet çıksın. uçuştayım dedi olaylar olduğunda, yalan söylemiş olsun. hapse girsin. yapımcılarda boşuna para ödemekten kurtulsun bu gereksiz karaktere(şeref için yeni birisini buldum çünkü: kuzey!). umarım haftaya toparlanırsın kuzey güney. çünkü en sevdiğim yerli dizisin.
yazımı 49. bölümden çok sevdiğim bir kare ile bitiriyorum. barış, banu, ebru hanım ve cemre. dördünü daha çok bir arada görmek ümidiyle. sinanerler kötülük yaparken fonda çalan müziğe de bayılıyorum bu arada.