15 Kasım 2012 Perşembe

kuzey tutulması



twilight'ın gösterime girmesi yüzünden midir nedir yoksa salı günü olan güneş tutulması mı sebeptir bilemedim ama kuzey güney bu hafta tabana çok yakın bir bölümle karşımızdaydı.

bazı çıkarımlarım var. şimdi barış, cemreyi kuzeyin infazını yakmakla tehdit etti ya elinde kesin bir şey olmadan bu çok ucu açık bir tehdit değil mi? tamam ben barış ve cemre'nin evli kalmasından çok memnunum ama daha iyi bir olay bulabilirlerdi. üstelik cemre de ki bu 'sahteliğe katlanamıyorum' olayları nedir? banu ve güney ilk birlikte olmaya başladığında onlarla gayet takılıyordu, zeynep ile kuzey birlikteyken de kuzeyi ayartmaya çalışıyordu. ben büyük bir cemreciyim zaten bu özellikleri beni cemreci yaptı. şimdi hiç gururlu kız tavırlarına bürünmesin. üstelik cemre o mahalleden kurtulmak için zamanında 'geleceği parlak' güney'e yapışmış ondan umudu kesince de modelliğe soyunmuştu. yine yanlış anlaşılmasın ben cemreyi çok seviyorum ama biraz şu zengin hayatı sevdiğini gösterin bize ki karakter kırılması olmasın. bakın mesela gülten hanımda çok iyi yaptılar. bir paris'e tav oldu kadın. kesinlikle mükemmel bir sahneydi. sonrasında kafasında tüyle döndü zaten. barışcığım işi biliyor canım. onu da çok seviyorum. gittikçe daha iyi bir karakter oluyor. cemre'nin hala 'bu gerçek bir evlilik değil' diye diretmesi ise çok gurur kırıcı bir kadın için. ayrıca evlilik sadece cinsel birleşme değildir. bu kadar basite indirgemeyin. sevgili barışçığım düğünden bir gün sonra ne demişti? 'biz sarhoş olup geceyi birlikte geçirmedik cemre, biz evlendik' demişti. sinanerlerin aile yemeği harikaydı bu arada. 'sahte zengin' diye tanımlamıştım dizi ilk başladığında ancak hepsi teker teker beni utandırdılar. barış benim zaten hep sevdiğim karakter modeli olmuştur dizi evreninde. ebru sinaner desen kan donduran yapısıyla beni kendine aşık etti. ve artık bir kaç bölümdür içimde filizlenen başka bir şeyi size açıklayabilirim. nefret ettiğim banu sinaner cephesi benim için artık çok karizmatik. güney'in cemreyi sevdiğini kabullenip bunun üstesinden mükemmel bir şekilde geldi. gittikçe ağırlaşan rolü ve kıvama gelen mizacıyla banu sinaner'i artık seviyorum. küçük oyunlarla uğraşan aptal zengin kızı değil, her şeyin farkında olan karizmatik kötü zengin kızı oldu sonunda.
neyse zenginlerden bu kadar bahsetmek yeter. biraz mahalleye dönelim. şimdi şu infazını yakma tehdidine kuzey tarafından bakarsak bir büyük boşluk karşımıza çıkıyor. kuzey, şartlı tahliye olan birisi olarak nasıl yurt dışına vize alıyor? bir de umarım kuzey, sinanerlerin halka açılmasından hisse alarak faydalanmaz. şu güney'in hastanedeki tantanası hiç güzel değildi. karakterleri yabancılaştırmayın. ve her ne kadar sevmesem de kuzeyci olsam da, güney bu kadar kötü birisi değildi yani. o sakin bir yapıdaydı, kılkuyruk değildi kesinlikle. sonra handan hanımın sami gavatından kurtulduğuna çok sevindim. bir de şu herkesin etkilendiği kuzey-sami, baba-oğul sahnesi var. çok bayat değil miydi? yani hala çocuklarını aslında seven ama sert gözüken baba olayı mı kaldı ya? beni hiç etkilemedi. eminim insanları etkilemiştir, buna saygım var ancak dizinin çizdiği alternatif çizgiye göre sami bey asla yumuşamamalıydı. içinde tutmalıydı çocuklarına sevgisini. ayrıca burak çatalcalı'nın kucağında hastaneye giderken çocukların aklında değildi?. neyse zeynepten bahsedersek: ya böyle bir kız değildi bu. sahte sahte tavırlar yapacak birisi hiç değildi bu. cemre-kuzey durumunu fark ettiği ilk andan itibaren bunu söylemekten sakınmadı. şimdi ayrıca her ne kadar sevmesem de zeynep gibi donanımlı gibi bir kadın bu varoş insanlarla yaşadıklarından sonra 'amaaan bunları mı çekeceğim' deyip gitmeliydi. çünkü kuzey aşırı kültürlü, aşırı mükemmel biri değil ki içinde kalsın. şimdi bu ayrılık olayını saçma bir şekilde kaldıramadığını düşünürsek, kuzey saplantısınn tek sebebinin kuzey'in yatakta çok iyi olması olduğunu düşünebiliriz. her halde yakın arkadaş oldukları dönemde cemreye de anlattı ki kızcağız kuzeyde kuzey diyor başka bir şey demiyor. valla kuzey'e karşı aşk hayatındaki kadınlardan en iyi tutumu simaycığım gösterdi. her şeyi yaşadı. hiç bir şey kursağında kalmadı. ohh karısı da oldu kendine evde tutturdu. şimdi de onun nasıl bir 'hayat mahveden' olduğunu anladı bir tanem. ama simay konusunda hoşuma gitmeyen şeylerde oldu. zeynep'in nereden kötülük yapacağını şaşırmasının bir etkisi olarak simay'a ortaklık teklif edecek galiba. lütfen, bakın lütfen zeynep'e senaryoda yer bulmaya çalışmayın. aşk-ı memnu da elife yaptığınız gibi şutlayın. yani benim 10 yıl önce izlediğim, arkası yarın maria la del barrio da bile iki kötü kadın, soraya ve penelope bile ittifak yapmamıştı. şimdi sizin prime time da yayınlanan dizinizde mi bu olacak? ama ben simay'a güveniyorum. o paçozu kullanıp atar kesin. çünkü ikisinin amaçları farklı. zeynep, kuzey'i geri alıp sarı pipili, düzenli seks hayatına geri dönmek istiyor; simay ise genel bir intikam çabasında.
bu kadar kötü şey söyledikten sonra son sahneyi çok beğendiğimi söylemeliyim. gülten hanım'ın kuzey'e seslendiği sahne, fondaki müzik cemre için yeni bir kavşak habercisiydi. kapanışı çok beğendim.
bu bölüm yukarı doğru ivme gösteren karakterler: banu, barış, gülten hanım ve ebru sinaner(deri mini etekli takımı harikaydı.)
aşağı doğru ivme gösteren karakterler: cemre, sami, güney, zeynep(gerçi o dahil olduğu ilk bölümden beri aşağı doğru gidiyor, bundan sonra yukarı doğru ivme kazansa bile yine sonuncu olur.)
durduğu yerde duranlar: kuzey, burak çatalcalı ve simay(simay'a bayılıyorum ama kuru 'intikam alacağım' muhabbeti biraz bet. bu yüzden bir an önce büyük bombayı patlatsın, güney ile olayları başlasın istiyorum.)

kuzey güney tutulduğu bu olayların dallanıp budaklanması durumundan çıkıp toparlanma evresine geçsin. ayrıca katil kim oyunu çok sıktı. senaristlerimiz şüphe olayını beceremiyor. bence katil demet çıksın. uçuştayım dedi olaylar olduğunda, yalan söylemiş olsun. hapse girsin. yapımcılarda boşuna para ödemekten kurtulsun bu gereksiz karaktere(şeref için yeni birisini buldum çünkü: kuzey!). umarım haftaya toparlanırsın kuzey güney. çünkü en sevdiğim yerli dizisin.
yazımı 49. bölümden çok sevdiğim bir kare ile bitiriyorum. barış, banu, ebru hanım ve cemre. dördünü daha çok bir arada görmek ümidiyle. sinanerler kötülük yaparken fonda çalan müziğe de bayılıyorum bu arada.


5 yorum:

  1. güney ve güney geçirdiği evreler konulu bir blog istiyorum. güney dizide anormal derecede kötü gösteriliyor, hem de en başından beri tüm suçlu Kuzeyken. kuzey esas karakter, delikanlı ok. ama güneyin onun gereksiz delikanlılık gösterileri arasında kaybolmasına izin verilmesine dayanamıyorum. ayrıca kuzeyin kardeş sevgisi kavramını tamamenn yitirmiş olmasına rağmen güneyin hala bi şekilde kuzeye yardım etmeye çalışması da gözden kaçmamalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahahahah güneye haksızlık yapıldığının farkındayım ama sori sadece güney için bir yazı yazacak kadar onu sevmiyorum.aralarda ateşli bir şekilde onu destekleyeceğim ama

      Sil
    2. o aradaki güney o kadar kötü değil yaaa cümlesinden dolayı umutlanmıştım ahha. güneyden entrikalı bi kötülük, b, oyunbazlık gelir umarım da o kadar atılan bok bir işe yarar.

      Sil
    3. Valla suan icin tek entrikacimiz ilkokulda arkadasinin kendisinden daha guzel olan kibrit evini bozma kivaminda entrika yapan zeynep

      Sil
    4. ahahahah. zeynep'in öldüğü sahne yok mu fragmanda filan? dizide yok yere hacim kaplıyor.

      Sil