19 Nisan 2013 Cuma

merhamet and the city




uzun zamandır ekranlarda kalburüstü insanlarla ilgili doğal bir dizi yoktu. daha önce ki merhamet yazımda söylediğim gibi merhamet bu görevi yerine getirmek için gelmiş gibi gerçekçi karakterlerle karşımıza çıktı. her şeyden önce tepkiler çok doğal, oyunculuklar çok kararında.
dizinin bence fırat-narin geriliminden daha önemli olan narin-deniz ve narin-sermet ilişkileri özlenen tatları veriyor. sonunda yerli dizilerde tek yönlü insanlar görmekten sıkılan bünyem resmen bayram etti. merhamet bu grileriyle de diğer dizilerden ayrılıyor. mesela aynı gerçek hayat gibi dram ve komedi iç içe. narin annesi ile abisinin öldüğünü deniz'e anlatırken tabii ki de fırattan öğrendiğini söyleyemeyeceği için ''çeşitli kaynaklardan'' demek zorunda kalmıştır ve bu güldürmüştür. ortada çok ağır konular var belki ama hayat her zaman dramdan oluşmaz. hatta dram-komedi-romantizm iç içedir.


merhamet benim kararlarımda da değişikliğe sebep olan bir dizi. mesela ben burçin terzioğlunu pek sevmezdim eskiden. ancak merhamet ile birlikte o kadar sever oldum ki anlatamam ki. tam bu rol içinmiş kadın. üstelik olan çok sağlam bir karakteri canlandırıyor. sağlam dememin sebebi hepimiz gibi eksiklikleri olan bir karakter olması yüzünden. ırmak ve fırat'ın nişanı için davet hazırlıkları gözümde biraz daha yaşlı ve daha kötü giyinen bir blair waldorf canlandırdı. nişana sermet'i çağırırken ''görüşmek için güzel bir fırsat'' demesi deniz'in sermet'e yavaş yavaş aşık olduğunu gösteriyor. diziyi sevmemin bir diğer tarafı ise kesinlikle taraf tutmamam. yani narin'in babası dışında herkesi seviyorum. mesela narin'e bayılsam da ırmak da benim için sevgili. narin ile ikisinin önce deniz'i sonra fırat'ı paylaşamamaları, birbirlerinin yüzlerine gülüp arkadan kötü kötü konuşmaları tam benlik. narin'in ailesini öldürdüğünü yeni duymuş gibi yapınca öldürenin narin olduğunu düşündüğü için direk ''cinayet miymiş?'' diye sorması kesinlikle çok çok muhteşemdi. işte ben bu küçük durum komedilerini çok seviyorum. bir dramın içinde o kadar güzel duruyorlar ki. ama itirafta etmeliyim ırmak gerçek bir deli. o dedektif kızla konuşurken narin'e yapacaklarını anlattığı sahnede dedektif kız ''ben bu manyakla ne yapıyorum'' bakışı attı resmen. ırmak bir başka geleceğin vurdulu kırdılı krizlerinin sinyali olan durgun sinir buhranı anını da fırat'a geleceklerinden bahsederken yaşadı. ağlama krizi geçirdi kız fırat'ın önünde çok korkunçtu. ve fırat da baya yusuf yusuf oldu. bu arada ırmak, deniz ve can o evde çok eğleniyorlar çok kıskanıyorum. gelip giden narin ile mükemmel insan atıf da cabası.


ve beklenen kan şadiye gümbür gümbür geliyor canlarım. demek can ile şadiye yatmışlar. çok çok iyi bir ayrıntı olmuş bu. çocukluklarında o izbe evden çıkan, şadiye ile narin'e pipisini gösteren adam bence pis terzi. şadiye'nin çocuğa da ne olduğunu anlamadım ama galiba terzi şadiyeye tecavüz filan etti. o da delirmiş zaten sonradan. bence annesiyle abisini o öldürdü. sonuçta onların öldüğü geceden sonra kaybolmuş. hadi şadiye seni bekliyorum heyecanla.



narin'in geçmişi yavaş yavaş geliyor. babası da ırmak'ın çabalarıyla tekrar narin'in hayatına girmek üzere. narin ile babasının yıllar sonraki ilk gerçek karşılaşmalarını iple çekiyorum. ikisinin mücadelesinin sonucu iki ölü ve bir canavar oldu. bir başka hesaplaşmayı hak ediyorlar bence. ama benim fikrim adamın bu sefer eskisi kadar kötü olmadığı.

merhamet'in probleminin flashbackleri olduğunu söylemiştim. ama insan alışıyor o kadar kafa karıştırıcı değil artık. ama geçmişte de flashback olması biraz ilginç. narin ile küçüklüğünün beraber sahnelerinin delibaşlığından bahsetmiyorum bile. bir başka problem ise teknik: görüntü sorunu. renkler biraz sönük kalıyor bence. merhamet'in görüntü kalitesi dışındaki bir diğer eksiklik kıyafetleri. kıyafet konusunda kötü değiller ancak bence biraz daha cesur olmaları gerek. dizinin konsepti bence bunu gerektiriyor.
ama bunlar dışında senaryo olsun, oyunculuklar olsun baya iyi, çağdaş bir iş merhamet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder