7 Mart 2013 Perşembe

life of ebru sinaner



kuzey güney bu hafta oldukça fantastik, hızlı bir bölümle karşımızdaydı. genelde kuzey güney yazılarımda önce mahalledekilerden bahsedip sonra sinanerlere geçerek yaparım. ancak bu hafta önce pırıltılı ve bol entrikalı hayatları ile sinanerlerle başlayacağım.


goodbye my lover, melda yalgın



melda yalgın'ı alt edebilecek tek insan tabii ki de damarlarında kan yerine buz akan diva ebru sinanerdi. melda yalgın bir alev topu gibi güney'in odasına giderken ebru sinanerle karşılaştı. sonrasında ne oldu, neler yaptı da melda yalgın arkasına bakmadan kaçtı. bin beter olarak sürgün edildi ana kraliçe tarafından. resmen melda yalgın pes dedi. ebru sinanerciğimin hayatı ne eğlenceli sürekli entrika. banu ile güney evliliklerine devam ve melda yalgın'ın sahneden çekilmesiyle simay için güney yolu da açıldı. banucuğumun o çocuklardan birini evlat edinmek isteyeceğini söylemiştim size daha önce. sinaner köşkünde ki bu haftanın sırrı barış'ın gizli misafiriydi. mahalledekilerin hayatına arada küçük sahnelerle giren çıkan simaycığım sonunda sinanerler tayfasına katıldığı için çok memnunum. barış, simayla gönül eğlendiriyor, oynuyor ama barış'ın bilmediği bir şey var: simay'ın 'exit' kapısı yoktur. bu zamana kadar yaşadıkları ileride başına geleceklerin yanında hiçbir şey değil. gizli misafirinin simay olduğunu bir tek güney'in görmesi de güney-simay ilişkisine bir cephe daha ekledi. geçen yazımda iptal edildiğini düşünmüştüm. ama şimdi simay'ın uzun intikam listesine barış da eklendiği için daha da geniş çaplı bir birliktelik olacak belli oldu. cemre'nin yüzüğü de yazın yayınlanan fragmanlarda simay'ın parmağındaki yüzük belli oldu. barış'ın ise askerden gelmiş gibi önüne gelen her kadının peşine takılmasına bir anlam veremedim. gerçi can bey'in lise düzeyindeki sevgililer gününe denk gelen, ergen doğum günü partisini düşünürsek eğer yeni yetme gençler gibi davranmasını anlayabiliriz. hele hele zeynep'in 'devvvvaaammmm' diye tekila açlığını vurguladığı anlar... neyse zeynep ile ilgili tek komik konu bu değil. barış ile venüs'ün öpüşmesini çekmeden önce salıncakta sallanması dizinin en fantastik anlarıydı. ama bence zeynep, ex sinaner cemreye kızdığı için o fotoğrafları yine de silmemeliydi. simay olsa ne olur ne olmaz deyip saklardı. ama tabii ki zeynep, ucuz ve aptal kötülerden olduğu için bunu akıl edememiştir. zaten evde sesli sesli planlarını dile getirmeye de başladı. iyice 90'ların dizilerinin kötü kadınlarına döndü. burak çatalcalı desen iyice septik oldu. adam normal hayatını yaşayamıyor kuşkudan şüpheden delirecek.
handan hanımcığım ise bu bölüm göz doldurdu. cemreye olan sevgim azaldıkça handan hanım'ı seviyorum. toplumun boşanan erkeği gördüğü yerle boşanan kadını gördüğü yeri iyi açıkladı. bölümlerdir yapılan sami ikinci kez evlensin propandasına karşı bir bakıma senaristler işin bu tarafından da baktıklarını kanıtlamaya çalışmışlar.


problem üvey çocuk




sıkıcı mahalledekilere gelirsek eğer bir soru ile başlamak istiyorum: aynur hanım'ın besili gıcık oğlunu öldürmek isteyen kaç kişiyiz?
cemre ve zeynep ikilisinin okuma bayramında en güzel şiiri kim okuyacak çekişmesi yapan bebeler tadındaki savaşı artık gına getirdi. tek güzel sahne zeynep'in gülten hanım'ın ayaklarına su dökmesiydi(gülten hanım'ı mahallenin muhtarı seçtim bu arada). bir de itiraf edeyim, ben artık zeynepten o kadar nefret etmiyorum. gerçi yine gereksiz ve saçmalıyor ama. üstelik hem sinanerlerin hem de mahalledekilerin sahnelerinde boy gösterdiği için kendisinin bir duble üyeliği olduğunu sanıyorum ay yapımla. gerçi her iki kesimin sahnelerinde de sadece kuru kalabalık. cemre ve demet'in 'vu huu girls' sahneleri ise oldukça yapay, gerçekçilikten uzaktı. resmen öykü karayel 'ben bu sahnede ne yapıyorum' diye düşünmüş. anladım ben rol yapışından. o muhabbetler asla böyle değil çünkü. kuzey gelince cemre'nin 'dans et benimle' demesi ve cereyan ettiği sahne gleede ki rachel ve finnden çalıntı. ikisinin rachel sarhoşken böyle bir sahnesi vardı. komik olan tek şey ise cemre'nin romantik söz isteği üzerine kuzey'in 'panda' demesiydi. kuzey üzgünüm ama çok galpsın. sami pisliğine gelirsek eğer; bütün beddualarımız tuttu handan hanımcığımla ettiğimiz. halvet gecesi kursağında kaldı mendeburun. aynur hanım da gezip tozup sürteceğim sanıyordu, hasta bakıcısı olacak şimdi. bu arada aynur hanım çok iyi bir profil çiziyor ya korkuyorum altından bir pislik çıkacak diye. kesin bir hesabı olmalı. çünkü kadın gerçek değil gibi duruyor. bir beyaz kadın ticareti eylemleri, uyuşturucu kaçakçılığı durumları olabilir. olursa da pek güzel olur. demet'e de ayrı gıcığım. bir kendini savunamadı kız. kuzey senin neyin ki gerizekalı(cemre gibi söyleyin). saçma saçma işler. iki insan birbirini seviyorsa ezemeyecekleri kimse yoktur. aç koynunu konsun şeref işte..
mahalledekilerin yeni üyesi taksi şoförüne de aşırı gıcığım. her yerden bitiyor dipçik gibi, parazit.

uzun zaman sonra çok eğlendim kuzey güney de. devamı gelir umarım.

1 yorum: