15 Eylül 2012 Cumartesi

bu şehirde bütün kayıplar birbirini bulmuş



2000li yıllarla bir kaosa dönen dizi sektörümüz önce ay yapımın getirdiği senaryo şablonu anlayışı ile biraz toparlanmış şimdi de yavaş yavaş alternatif senaryoları televizyona getirmeye başlamıştır. geçen sezon suskunlar ve uçurum ile başlayan bu akım bu sezonda kayıp şehir, şubat ve krem (bu dizinin adını duyunca arkanıza bakmadan kaçın, çok bet) gibi yapımlarla karşımıza çıkıyor.

bu postta kayıp şehir'i pilot bölümü ile inceleyeceğiz. 2012-2013 sezonu ile ilgili genel yazımda bu dizinin iyi olacağını söylemiştim. gerçekten iyi olmuş. klişeleşmemiş karakterleri ile aynı şeyleri izlediği hissi uyandırmıyor insanda.

gökçe bahadırın antitezi bir karakteri yok ve bu bir eksiklik demiştim dizi başlamadan. ancak izleyince insan görüyor ki zaten öyle bir duruma gerekte yok. gökçe bahadır, aysel rolü ile doldurmuş zaten ortamı. lokomotif karakter rollerinden sonra tanrısal bir karakteri canlandırıyor. tavrı, küfrü, saçı ne kadar yakışmış anlatamam.
göçmen aileye gelirsek: bazı klişeler dışında-bilezik sahnesi, çalıştığı yerden yemek çalma- bütün fertler gayet ısınılan tipler. anne çok başarılı, dedeyi daha anlamadım ama umarım geri kafalı biri değildir. dedenin aysel ile iyi anlaşması daha iyi olur. büyük abi fena değil daha anlamadık onu. futbolcu çocuk efsanevi, baya tutacak o belli. şu kuru temizlemecide çalışan dublajlı eleman daha hikayeye giremedi, onunla ilgili pek bir şey belirmedi kafamda. en küçük tatlı, onun bir büyük boyu kesin apaçi olacak- ya bayıldım mahallede apaçilerin olmasına, çok iyi gözlem-, kız ise artık alıştığımız fakir ailelerin zengin olma heveslisi kızlarının etkisinden kurtulmuş bir karakter.
uğur polat zaten böyle yarı popülist yarı elitist dizilerin kadrolu elemanı. o hep vardır böyle dizilerde.
kuru temizlemecide ise çok çingen çamur bir kız ile safoş bir kız var. birde vamp bir patron? kızları anladım da o kadın neden vamp anlamadım.
senaryo tıkanıklığına gidebilecek noktalar var ancak ben böyle bir şey yaşanacağını sanmıyorum. klasik çizgide gidecek bir dizi değil bu. bölüm öyküleri elbet hazırdır.

cuma günü benim oyum kayıp şehirden yana. dila hanım kahvaltıda portakal suyu için ağaları ile aşırı yapay, şubat biraz garip sanırım son gibi etkiler bırakacak, adını feriha koydum-emirin yolu ise gider iyi bir öykü çizmişler ama kayıp şehir cumanın favorisi.
kayıp şehir iyi başladı. umarım dahada iyi olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder