5 Nisan 2012 Perşembe

iki bölüm birden:kuzey güney

kuzey güneyi'in geçen haftaki bölümünü ve dünkü bölümünü ardı ardına izledim(geçen hafta yayınlananı özetinden değil ha emek vererek hiç bir karesini kaçırmadan izledim). şimdi sizlere edindiğim çıkarsamalardan bahsedeceğim.


öncelikle çok yakın bir arkadaşım aylar önce güney'e çok yüklenildiğini söylediğinde ona katılmadığımı söylemiştim. ama gel gör ki kuzey cephesi o kadar avam olmaya başlamıştır ki güney'e sempati duymamam imkansızdır. hayır cemre de olmasa paçoz zeynep ve büyük ihtimalle okuma yazma bile bilmeyen ali ile nereye kadar. onun dışında zaten ben black sheeplere karşı büyük bir fanatizm beslediğimden bu aralar güney'i savunmamam elde değil. her yerden kovuluyor yazıktır valla. 30 bölümlük kuzeyciliğimi değiştireckesiniz o olacak. gerçi sevgili güneycim o bir sağa bir sola yürüyüşlerinle ve kısa boyunla bu imkansız ama neyse.

           

gelelim kuzey'e... saçları ile ilgili uyarım gerekli yere gitmiş olacak ki kestirmişler. daha iyi olmuş evet. ama kuzey ile ilgili hayal kırıklıklarım var. bir kere öz makara nedir kuzey? yani senin gibi ilk bölümden beri delikanlılık taslayan biri nasıl abisinin işini kopya eder? valla hobbit güney ne dese yeri. ayrıca cemreye gelince abinin eski nişanlısı da işe gelince hoop cebime gir. üstelik o kadar mezarlardan çıktın, kabrinde sürekli cemreyi düşündün, ben senden artık hayat çizgini değiştirme yoluna gidip cemreye aşkını itiraf edeceğini düşünmüştüm. gerekli travmatik sonuçları yansıtamadınız bu sefer senarist ablalar. bir de şey var tabii artık sinirimi bozan sümer'i hırpalama seansların. sümer'i ben hiç sevmiyorum ama ali ile iki mahalle kabadayısı olarak sümer'in bir kulağını çekmeniz bir tokat atmanız çok sinirimi bozdu. ondan sonra cemre'nin karşısında mık mık zeynep ile öpüşmeler ama cemre şirketten biri var deyince içten içe cinnet geçirmeler filan. bu ne perhiz ne lahana turşusu derler adama. ayrıca zeynep ile öpüşmeleriniz inan bende senin mezar sonrası paranoyaklığından daha kötü belirtiler oluşturdu.

kuzey ile zeynep'in öpüşme sahnesini koymaya elim gitmedi resmen. çok itici ve iğrençler. size şu yukarıda ki öpüşmeden bir adım öncesi yetsin. ben sahneyi gördükten sonra yerimden bile kalkamadan kustum çünkü.
oysa ki ilk bölümlerden cemre'nin kuzey'i öpmesi öyle miydi? zeynep ile olan gibi muk muk değildi. tutku vardı onda. özleyenler için onuda koyuyorum.






cemreden bahsetmişken twitter sahnesinin oldukça klasik ama bir o kadarda eğlenceli olduğunu söylemeliyim. zaten eğer gülten hanım ve cemre'nin psikotik ilişkisi olmasaydı bu dizi puan kaybederdi. bu arada gülten hanımın twitter nickininde _GELIN_TACI_ olması bence çok mükemmel ve komik.


gelelim simay cephesine. kim ne derse desin ben bu kızı seviyorum. öyle esas katilin güney olduğunu bile bile susan günün iyilerinden değil. tamam vicdan azabı çektiği için söylemedi katilin güney olduğunu ama daha ulvi bir amaç olan intikam almak için söyledi. bu kıza da black sheep muamelesi yapıldığını düşünmekteyim. ve babası kuzey'i vurmak için silahı ateşlediğinde kuzey vurulmasın diye önüne geçtiğini de hatırlatırım.


bir de bu hiç anlayamadığım ferhat var. hayır simay gibi taş bir kızla yatma düşüncesi de yok(şimdi bana hiç öyle bir adam değil demeyin bu kadar pisliği yapan biri onuda düşünür). gerçi ben twitterda uzun zaman önce ferhat'ın kuzey'e olan nefretinin anlamsız olduğunu bunun altında olan şeyin kuzey'e aşık olması olduğunu yazmıştım. belki de öyledir. ferhat kuzey'e aşıktır. kuzey aşkına cevap vermiyor diye bütün bunları yapıyordur.



hah işte en sevdiğim şeyler. kasetlet masetler. bayılırım böyle şantaj malzemelerine. ama gel gör ki dizinin en good copı sami beyin eline geçti. şimdi vicdan azapları içinde onu verip vermemeyi düşünecek salak. keşke barış hakmen'in eline geçseydi de olaylar patlasaydı.


vee 30.bölümün en komik sahnelerinden biri de kuzey'in ebru sinaner'e 'allah belanı versin' demesiydi. her ne kadar sinanerleri sahip oldukları konuma rağmen çok itici ve 'sahte zengin' bulsam da güney'in katil olduğunu öğrendikleri zaman ki soğuk kanlılıkları hoşuma gitmedi değil. sanki alışkınmış gibiydiler. ama ne olursa olsun ben ebru sinaner'i, banu sinaner'i ve venüs bozuntusunu sevmiyorum. buradaki zenginlerden sadece can beyi ve barış hakmen'i seviyorum (barış hakmen'in sürekli sami bey ile iyi anlaşma numarası altında onunla dalga geçmesi çok iyi de). banu sinaner'i sevmesem de 30.bölümde nevrotikliğini saklayamayarak handan hanımı şırkması çok güzeldi.



vee son kısımda bu bölümlerin kıyafet yorumunu yapmak adına handan tekinoğlu'nu seçtiğimi söylemeliyim. okul yaka, perdelerinin güpüründen elde ettiği bluzunu ebru sinaner'in toz bezi bile yapmayacağı kesin. zaten ebru sinaner toz almıyordur. bir de handan hanımın toka izini gideremeden saldığı saçlarına gıcık oldum. yine de rüküşlükte zeynep ile yarışamazsın handan hanım.
neyse benim kuzey güney ile ilgili biriktirdiklerim bu kadar kuzey'e kendisine çeki düzen vermesini söylüyor, güney'e de bol şans diliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder