18 Nisan 2012 Çarşamba

daha da tempoyu düşür e mi game of thrones

game of thrones ikinci sezon adeta köprü sezonu tadında geçiyor. yine çok güzel ben yine her sahnesini ağzım açık izliyorum ama sayın HBO biz sizin her bölüm bizi dawn etmenize alışkınız lütfen!


heyecanımı taşıran bir durumla başlamak istiyorum. natalie dormer'ım benim, the tudors'un anne boleyn'i burada da yine tahtın peşinde, renly'nin eşi margaery tyrell'in canlandırıyor. yine o kadar sofistike ve kilit bir rolde ki renly'nin erkek kardeşi loras tyrell'e ilişkisini bildiği halde bunu umursamıyor, tek derdi kraliçe olmak. işte bu olay da beni çok ikileme sürüklüyor. ben kraliçemiz cersei'nin şiddetli bir fanatiği iken margaery yüzünden safımı ikiye bölmek zorunda kalacağım. bu arada geyik boynuzlu tacı renly adam azgınına yakışmış ancak gözlerinin arkasındaki boşluğu doldurmamış (bir taç hiç bir şey değil sevgili westeros'lular).



ayrıca lady stark'ın bu her an yüzündeki 'kıyamet koptu' gerginliği ifadesini çekmek istemiyorum ben artık zaten sinir oluyorum ona. kocası ned stark'ı da sevmezdim. hiç sevmem öyle doğruluk dürüstlük timsali insanları. ama ilginç bir şekilde çocukları seviyorum. en çok jon snow'u (bunun sebebinin lady stark'ın genlerini taşımaması olduğunu düşünüyorum). küçük oğlanlar hakkında bir fikrim yok, bran'ı sevip sevmediğimi bilmiyorum. sansa çok güzelll, arya ve robb zaten forever. zaten robb 'king in the north' arkadaşlar bahisler kapanmıştır.

 

lannister cephesinde ise aile içi entrikalar dönmekte, en sevdiğimden. cersei'nin içindeki o yılların biriken kinini çok iyi anlıyorum. öldüğünde bayram ettiğim pislik kral robert'a duyduğu öfke tüm bunların sebebi. kadına zindan etmiş resmen hayatı, o ned stark'ın ölen ve büyük ihtimalle çok bet bir kadın olan ablasına aşkı zavallı cersei'yi delirtmiş resmen. tyrion'a gelirsek ben bu adamı seviyordum, tutuyordum ama şimdi bir yüceltme politikası yapıyorlar ya bu adama çok sinirim bozuluyor. hiç sevmem fazla abartılan karakterleri. jaime için ise hislerim -ki ben kendisine sawyer demek istiyorum jaime ona pek yakışmıyor- 'pek ısınamadım abi yaa' tadında.




diğer ısınamadığım karakterler ise birinci sezondan beri midemi bulandıran theon greyjoy ve ikinci sezon peydah olan stannis ile onun yancısı olan kırmızının o kötü tonuna bürünen kadın. bence theon çok itici, tam bir kaybeden. stannis de aynı şekilde ezik ezik büyü peşinde bir de o kırmızılı cadı bozuntusunu almış yanına töbe töbe..



eğlenceli konulara gelirsek 2x3 te ortalarda görünmeyen khaleesimizin, kanımızın kanının bir spor salonuna omzunda ejderhalarından biriyle girdiği görülmüş. zira o birinci sezon finalinden sonra nasıl koca koca kollara sahip olduysa yapımcılar zayıflamasını istiyormuş. sibel kekillimizinde artık jenerikte yer almasıyla yerini sağlamlaştırdığı haberi şenliklerle kutlanırken canlandırdığı shae karakterinin sansa'ya hizmetçi olması eğlenceli bir ilişkinin doğacağının ipucudur.



ne kadar yavaşlarsan yavaşla ben seni severek izliyorum game of thrones (ben bir bölümünün yarım saati yemek masasında yarım saati de flashbackle geçen yaprak dökümü'nü de seve seve izliyordum). biliyorum kitap serisi gibi sindire sindire gitmek istiyorsun ama ben senin koltuktan düşürmelerini ya da koltuğa mıhlamalarını özledim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder